• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/semskiasireti
  • https://www.twitter.com/semski_asireti

SONSUZA KADAR BARIŞ, BİRLİK VE KARDEŞLİK İÇİN EL ELE

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam1250
Toplam Ziyaret16002925
ŞEMS KİMDİR
ŞEMSKANLILARIN TARİHİ
BÜYÜKLERİMİZ
DRAMATİK HAYATLAR
SİTEMİZİ BEĞENİN
Saat
Title of the document

1
DEVLET KAYITLARINA GÖRE İÇ TOROSLARDAKİ KÜRT AŞİRETLERİ
..

 

İttahat ve Terakki Partisi’nin Lideri Talat Paşa, Sadrazam (Başbakan) olduğu ilk günlerde Parti Genel Meclisi’ni toplayarak; Anadolu ve Kürdistan’daki ulusal ve inançsal azınlıklar üzerine araştırma raporları hazırlanarak, buna göre politikalar üretilmesi direktifini veriyor.

 Bunun üzerine, İttihat ve Terakki Partisi (İTP) Genel Merkez Hocası (Danışmanı) Ziya Gökalp, yeni politikalarını şöyle açıklıyor.

 « Biz,siyasi bir inkılap (Devrim) yaptık. Yani meşruti bir yönetim oluşturmakla kalıp geliştirdik. Oysa en büyük devrim, toplumsal devrimdir. Sosyal yapımızda, kültür alanında yapabileceğimiz devrimler, en büyüğü ve en verimlisi olacaktır. Bu da ancak Türk toplumunun morfolojik ve sosyolojik yapısını tanımakla olur. Bunların başında Anadolu’nun çeşitli dinsel inançları, tarikatlar, sekt’ler ve Türkmen aşiretleri gelir. Bu kurumları incelemek üzere bilim gücü tam olan arakadaşları bu kutuyu açmaları için gönderelim » (Bkz. Enver Behnan Şapolyo: Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi’nden aktarılarak, N. Birdoğan: age, s. 7 - 8 )

Bunun üzerine, Parti Genel Merkezi, Kürdler’i incelemek üzere daha çok Habil Adem olarak bilinen Naci İsmail (Polister) i; Kızılbaş ve Bektaşiler’ i incelemek üzere Baha Said’i Ahiler’ i incelemek üzere Bursalı Mehmet Tahir (Olgun)’ u ve Hasan Fehmi (Tuğral)’ ı, Ermeniler’i incelemek üzere Esat Uras’ı görevlendiriyor.

 Bunlardan, özellikle Habil Adem’in çalışmaları büyük bir gizlilik içinde, daha çok Alman bilimadamlarının adıyla yürütülüyor. Kendisi de; 1929 yılında « Doğu Anadolu Şarkı ve Oyunlrı » adıyla bir kitap yayımlayan Prof. Mahmut Ragıp Gazimihal’e yaptığı açıklamada; illeri sürülen tezlerin ciddiye alınması için böyle bir yolun izlendiğini söylüyor. Abidin Nesimi gibi kendisini tanıyan zamanın solcu aydınları bile, bu kitapların gerçekte Batı dillerinden çevrildiğini sanmaktadırlar. Sözgelimi şöyle diyor Abidin Nesimi: « Osmanli Devleti’nin Emniyet’i, özellikle Türkmen ve Kürd halklarının o dönemdeki durumlarını saptamak üzere Batı’dan, Almanya’dan uzmanlar getirmişti. Ayrıca Habil Adem’e birçok kitapların da Türkçeye çevrilmesini vermişti. » (Bkz. A. Nesimi: Yılların içinden; Gözlem yay. İst. 1977, s, 111)

 

Oysa, Ittihatçılar’ın bu « Kürd » uzmanı, birçok Batılı takma isim kullanan Arnavut kökenli Naci İsmail (Polister)’den başkası değildi. Bu aşamada Aşair ve Muhacirin Umum Müdürlüğü’nde yani Aşiretler ve Göçmenler Genel Müdürlüğü’nde görev yapanlardan biri de, sonra dan sürgün hayatı yaşayacak olan Zekeriya Sertel’dir. Genel Müdür, sonradan Cumhuriyet döneminde birçok önemli görevler yapan Sükrü Kaya’dır; Sükrü Kaya, bana Aşiretler hakkında önce bilimsel bir çalışma gerektiğini söyledi. Memlekette aşiretlerin sayısı ne idi? Önce, bunları bilmek ve ona göre işe girişmek gerekti. Bu kuruluşta kaldığım iki yıl içerisinde biri Aşiretler, biri de Tarikatlar konusunda iki etraflı dosya hazırladım. Airetlerin çoğu Alevi idi. Bu bakımdan. Aleviliği ve Tarikatları öğrenmek gerekti. Böylece iki koldan araştırmalar yaptım. » ( Bkz. Z. Sertel: Hatırladıklarım’dan aktarılarak, N. Birdoğan; age).

 İşte, Ziya Gökalp’ın yönlendirmesi ve İttihat yönetiminin görevlendirmesiyle harekete geçerek bir « Alevilik Bektaşilik araştırması » hazırlayan Baha Said;  « Mili Mücadelle » yıllarında da pizzat Mustafa Kemal tarafından halk desteğini sağlamak üzere İrşad Heyeti’nde görevlendiriliyor; Cumhuriyetin ilanından sonraysa 1925’te Tayyare Müfettişliğine atanıyor. Baha Said bu kez de Cumhuriyet yönetimi adına « Anadoluyu karış karış dolaşıyor, Türk kabilelerinin ve özellikle Doğu illerindeki dağlık bölgelerde yaşayan ahali ve Aşiretlerin soy; mezhep ve geleneklerini inceleyen» bir çalışma yapıyor (Bkz. İsmail Görkem; Türk Folklor Araştırmaları Tarihinde Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti ve Baha Said Bey’in Yeri’nden aktrılarak, age. S. 11)

 Öyle görünüyor ki, Ziya Gökalp, İttihatçılar döneminde başlattıkları Aşiretlerin iskanı ve asimilasyonu sürecine Kemalist yönetim döneminde kendisi de pizzat katılarak, son görevini yerine getirmek istemiştir. Nitekim damadı Ali Nüzhet Göksel, bir yazısında konuyla ilgili şu bilgileri vermektedir. » Şark vilayetlerindeki aşiretlerin iskanı meselesini, Rıza Nur benimsedi. Ve ilmi bir şekilde resmen işe başlamak üzere Ziya Gökalp’’tan bir tetkik eseri istedi. Gökalp da Diyarbakır ve havalisinden başlayarak, aşiretler arasında bulunan ve Türklüklerini muhafaza edenlerle iktisadi sebepler yüzünden Kürdleşen Türkler’in, dillerini, tarihlerini, ırk ve adetlerini göz önüne alarak bunları Türkleştirmek hususunda bazı etnoğrafik tetkiklerle işe başlaması metodlarını yüz sayfalık bir teftere yazıp Rıza Nur’a gönderdi. Bu tetkik (inceleme), Vekiller Heytince (Bakanlar Kurulu’nca) çok beğenildi. Atatürk taktir etti Gökalp’a üçyüz lira gönderdiler ve ayrıca bütün vilayetlerde bir tetik seyahatına (inceleme gezisine) çıkması için arzularını sordular. Gökalp o zaman hastaydı. Elinde çalışacak seçkin gençler yoktu? Bu seyhantı sulh (barış) zamanına bıraktılar. Gökalp öldü » (Bkz. Doğu dergisi, sayı: 12)

 Aslında Ziya Gögalp’ın önerisinin yeni bir şey olmadığı, hatta İttihat ve Terakki yönetimi döneminde Devlet eliyle bu tür yayınlar yapıldığı bilinmektedir? Nitekim « Kürd uzmanı » Arnavut kökenli Naci İsmail’e (Pelister), yabancı bilim adamları adıyla Kürdler (İst.1918) konusunda kitap hazırlatan Türkçü İttihat ve terkki Yönetimi’nin; Aşiretler konusunda da aynı kişiye raporlar ve kitaplar hazırlattığı biliniyor. Örneğin bu kişi, 1884/1918’de « Dr. Frayliç ve Muhendis Reylig » adlarıyla Türkmen Aşiretleri adlı bir kitap yayımlıyor. Aynı kişinin « Kürt Aşiretlerinin Usul-ü İskanları », « Rab Aşiretlerinin Usul-ü İskanları », » İran Türkmenleri » ve » Türkistan Türkleri » konulu, bugün ulaşamadığımız kitapları da yazdığı biliniyor.

 Demem o ki, Ziya Gokalp’ın önerdiği bu proje yeni bir proje değil; tersine İttihat ve Teraki Yonetimi’nin başlattığı bir plan. İşin ilginç yanı bu rapor ve kitapların tamamının, doğrudan Devlet tarafından yayımlanmış olması. « Habil Adem (H:A) » takma adını da kullanan, ancak çalışmaları başta Almanlar olmak üzere Batılı bilimadamları adıyla yayımlayan Naci İsmail, bu kez Ankara Hükümetine yanaşarak 1923’de yayımladığı « Ankara ve Avrupa Siyaseti » adlı kitabında; eski eserlerinin tamamının eski Hükümet hesabına yazıldığını şöylece açıklıyor:  

 « Bu asarın kaffesi (bu eserlerin bütünü) hükümet hesabına yazılmış olup bir kısmı mülga Emniyet-i Umumiye (şimdi dağıtılmış Emniyet Genel Müdürlüğü), bir kısmı Aşair ve Muhacirin Müdüriyet-i Umumiyesi (Aşiretler ve Göçmenler Genel Müdürlüğü) ve bir kismi da Nüfus ve İdare-i Umur Vilayet Müdüriyetlerimizin (Nüfus ve İl Genel İdare Müdürlüklerinin) mühimmelerindedir (uğraşlarındadır, etkinliklerindedir). » (Bkz. M. Şahin-Y. Akyol: « Habil Adem Yada Nam-ı Diğer Naci İsmail Hakkında», Toplumsal Tarih dergisi, Sayı 12/1994, s. 22)

 

İttihatçılrın yönetimi ele almalarıyla birlikte Almanya’dan getirilen Naci İsmail (Habil Adem), önce Osmanlı Milli Emniyet Teşkilatı’nda, ardından da 1913 yılında İçişleri Bakanlığına bağlı olrak kurulan Aşair ve Muhacirin Müdüriyet-i Umumiyesi’nde yani «  Aşiretler ve Göçmenler Genel Müdürlüğü’de Uzman olarak görevlendiriliyor. Bu aşamada yukarıda andığımız çalışmalara ek olarak « Beynelmilel Usulüt’t-Temsil/İskan-ı Muhacirin » (İst. 1918) gibi göçmenlerin yerleştirilmesine ve uluslararası asimilasyon yöntemlerine ilişkin çalışmalar da yapıyor. Aynı kişinin, Devlet adına elattığı konulardan biri de Alevilik, Bektaşilik gibi Anadolu’daki ve Kurdistan’daki muhalif öğretiler. Bu konularda da « Anadolu’da Gayr-i Sunni Cemaatler », »Anadolu’da Türk Dinleri » türünden çalışmalar yaptığı biliniyor.

 Bu nedenle, Ziya Gökalp gibi gayr-i Türk kökenli » Türkçü »ler bir bakıma Cumhuriyet döneminde, İttihatçılar’ın başlatıp yarım bıraktığı bir planı hayata geçirmeye çalışıyorlar.

 Ziya Gökalp, gönüllü olarak, para karşılığı tamamen güdümlü bir çabanın içine girerek, çalışmasını üç ayda tamamlıyor. Tümü 99 sayfa tutan ve iki rapordan oluşan bu inceleme , toplam dört nüsha olrak hazırlanıyor. (Diyarbakırlı Kürd aydınlardan Ahmed Cemil (Asena)’nın da « Aşiretler » adıyla henüz yayımlanmamış 239 sayfalık bir çalışmasının Türk İnkılap Tarhi Enstitüsü’nde bulunduğu biliniyor. Bunun Ziya Gokalp’ın çalışmasından önce mi, yoksa sonra mı olduğunu bilmiyorum. Bkz. S. Beysanoğlu: Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları’ndan aktarılarak, Malmisanıj: Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti ve Gazetesi; Apec yay. 1998, s. 88. İttihad yönetiminin ve Ziya Gökalp’ın Aşiretler’e ilişkin önerisi, daha sonra Kürdistan’da hüküm süren Umumi Müfettişliklerce de benimsenmiş ve Kürd Aşiretlerinin dökümlerinin çıkarılması çalışmaları yürütülegelmiştir.)

Ziya Gökalp’ın, sadece dört nüsha olarak hazırlanan « Kürd Aşiretleri Hakkında İçtimai (Sosyolojik) Tetkikler » çalışmasının dağıtımı da ilginçtir:

 Bir nüsha doğrudan Atatürk’e göneriliyor. Ve daha sonra Atatürk tarafından, 1925 yılından sonra Şark illeri Asayış Müşavirliği’ne ve Türk Ocakları Genel Koordinatörlüğü’ne atanan Hasan Reşit Tankut’a yararlanması için veriliyor.

 İkinci nüsha, Hükümet adına bu çalışmaya aracılık eden Dr. Rıza Nur’a veriliyor. Bu nüsha şimdi Sinop’taki Rıza Nur Kütüphanesindedir

Üçüncü nüsha, Ziya Gökalp’ın varisleri tarafından Türk Tarih Kurumuna satılıyor.

 Dördüncü nüsahanın verildiği kişi de, ilgiç bir kişiliktir. Evet dördüncü nüsha önce İttihadçılar, sonra Kemalistler adına Bektaşilik ve Alevi aşiretleri üzerine çalışmalar yapan Çerkez kökenli İttihadçı Baha Said’e veriliyor. Bu nüsha, daha sonra Urfa eski Milletvekillerinden ve Kürd Grameri yazarlarından Kemal Badıllı’ya, ondan da Şevket Beysanoğlu’na geçiyor.

 Baha Said’in kimliğine gelince. Baha Said, Dağıstanlı bir Çerkez’dir. 1882’de Biga’da doğuyor. Yüzbaşı rütbesinde iken ordudan ayrılarak İttihad ve Terakki Cemiyrti’nin militan kadrosu içinde yer alıyor. »Karakol Cemiyeti » adlı gizli direniş örgütünün kuruculanrındandır. 1939 yılında ölen bu eski İttihadçı, Rusça dahil beş dil biliyordu. (Bkz. Sefer E;Berzeg: Türkiye Kurtuluş Savaşı’nda Çerkez Göçmenleri’ nden aktarılarak, agy). Bilindiği gibi Ziya Gökalp’ın çalışmasının dördüncü nüshasının veridiği Baha Said Bey, İttihadçılar’ın ve Kemalist Cumhuriyetçiler’in Alevi-Bektaşi Politikası’nın temallerini atan İttihadçı ideologlarından biridir. Bu kişi, İttihad-Terakki döneminde 1914-1915 yılları arasında Devlet adına bir « Alevilik Bektaşilik Araştırması » hazırlıyor (Bkz. Nejat Birdoğan: İttihad-Terakki’nin Alevilik Bektaşilik Araştırması (Baha Said Bey),Berfin yay.Ist.1994).

 Baha Said’in, İttihad ve Terakki Partisi Genel Merkez Hocası (Danışmanı) Ziya Gökalp’ın önerisi üzerine hazırladığı bu raport gizli politikalar halinde değerlendirilirken; Cumhuriyet döneminde 1926-27 yıllarında bilince çıkarılarak Türk Yurdu adlı Türkçü dergide yayımlanıyordu. Bu da her iki dönemdeki politikaların devamlılığının bir başka göstergesiydi.

 Türkçü İttihad ve Terakki Hareketinin 1910’lu yılların başlarında Avrupa’dan getirerek önce Milli Emniyet’te daha sonra da Osmanlı Göçmen İşleri Genel Müdürlüğünde uzman olarak görevlendirilip, kendisine çeşitli kitap ve raporlar hazırlattığı Habil Adem, Dr. Friç, Dr. Bokert, Prof. Cons Mol, Prof. Vayt gibi birçok Batılı takma isim kullanan Naci İsmail (Polister)’in hazırladığı kitaplardan biri de « Beynelmiel Usulü’’t Temsil/İskan-ı Muhacirin » (Uluslararası Asimilasyon Yöntemleri/ Göçmenlerin Yerleştirilmesi), (İst. 1884/1918) adını taşıyor.

Bu İttihad’çı « Uzman » burada da « Van P. Goç/ Prusya Müstemleke Nezareti Memurlarından yani Prusya Sömürgeler Bakanlığı Memurlarından » sıfatını kullanıyor.

 Bu İtthadçı bilirkişi, ülke dışından getirileceklere ve ülke içinde göçürtüleceklere göre ikili bir plan yapıyor. Başlıklar halinde Plan şöyle:

 Şübe: 1- Vatan dışındaki göçmenler

1- Sömürgelerde yalnız tek bir topluluk oluşturmak,

2- Sömürgelerdeki halkları assimile ederek, bir ulusal topluluk oluşturmak,

3- Sömürgelerdeki halkı yok ederek yerleşmek.

Şübe: 2- Vatan içindeki göçmenler

4- Ülke içindeki halkı ülke içinde başka bir yere yerleştirmek,

5- Ülke dışından ülkeye göçmen getimek,

6- Ekonomik kazanç için gelen ve kendikendilerine yerleşen göçmenlere karşı uygun bir yönetim izlemek.

 İttihad yönetiminin bu Plan’ı da 1925’ten başlayarak Kemalistlerce adım adım uygulamaya konur. 1925’te uygulamaya konan Şark Islahat Planı’nda bu konuda hükümler bulunduğu gibi, 1927’de « Bazı Kişilerin Doğu İllerinden Batıya Nakline Dair Kanun », 1934’te » 2510 Sayılı Mecburi İskan Kanunu » ve 1935’te »Tunceli Kanunu » çıkarılır. 1936’da ise Ankara’da, İçişleri Bakanı’nın başkanlığında Genel Müfettişler Toplantısı düzenleniyordu. Toplantıya Genel Müfettişlerin yanı sıra, Genelkurmay temsilcisi ve diğer yetkililer katılıyordu.

 1943’de Şark İlleri Genel Müfettişi oloup Kürd sorunu île ilgili bir Rapor hazırlayan Avni Doğan, söz konusu toplantıda ele alınan konuları şöyle özetliyor: Toplantıda Görüşülen çeşitli meseleler içinde şark vilayetlerinde ıslahat yapılması, ırk ve din meselelerinin halli, Türk Kültürünün yaygınlaştırılması ve anasırın (etnik toplulukların) temsili (asimilasyonu) bellibaşlı bir yer tutmuştur. » (Bkz. M.Bayrak: Kürdoloji Belgeleri,s. 263)

 Zaten Şark Islahat Planı’nın 5. Maddesi, « Ermeniler’den boşalan topraklara Balkanlar’dan ve Kafkasya’dan getirilecek Türk göçmenlerin yerleşteirilmesini ve yerleşim giderlerinin Devletçe karşılanmasını », 9. Maddesi, « yönetiminin Kürdistan’da kalmasını uygun bulmadığı Kürd illeri gelenleriyle akraba ve çevrelerinin Batıya yerleştirilmesini ve Devletle işbirliği yapmış ailelelerin yerlerinde kalmalarını ve daha da güçlendirilmelerini » 14,15, 16 ve 17. Maddeler ise « Kürdçe’nin yasaklanmasını, Türk Ocakları, yatılı bölge okulları ve kız okulları açılarak propaganda ve eğitim yoluyla asimilasyonu » öngörüyordu.

 Gerek 1925’te Şark Islahat Planı’nı hazırlayan raporlarında, gerek Şark İlleri Asayış Müşaviri ve Türk Ocakları Genel Koordinatörü sıfatıyla görev yapan ve Ziya Gökalp’ın çalışmasının bir nüshası bizzat Attatürk tarfından kendisine verilmiş olan Prof. Hasan Reşit Tankut’un raporlarında, gerekse Kürd İllerini kapsayan bölgede görev yapan Birinci Umumi Müfettiş Avni Doğan’ın gizli raporlarından anlaşıldığına göre; tıpkı İttihadçıların yaptıkları gibi, resmi Kürd Politikasında amaca ulaşabilmek için Kürd Aşiret Cizelgeleri’ nin hazırlanması ve buna göre Politikalar üretilmesi öngörülüyordu. Bu anlayış çerçevesinde hazırlanan Aşiret dökümü ve cizelgeleri, Kürdlerin asimilasyonuna ilişkin altyapı çalışmalarının tipik örneklerini oluşturur.

 1925’te Şark İstiklal Mahkemesi’nde Savcı Yardımcısı, 1943-1947 yılları arasında da Birinci Umumi Müfettiş olarak görev yapmış olan Avni Doğan; 1943 yılında hazırladığı gizli « Kürd Raporu »nda; bu amaçla şark vilayetlerinin hepsinde muzır (zararlı) eşhas (kişiler) île müteğallibenin (toprak ağalarının) esasli bir defterinin hazırlandığını »bildirir.

Yukarda gördüğünüz Maraş ili çevresindeki Binboğa Yöresi Kürt Aşiretleri Listesi de bu amaçla Devletçe hazırlanmış gizli bir çalışmadan alınmıştır. Gizli çalışmanın diğer bölümlerinde ise Alfebetik sırayla, Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Gümüşhane, Hakkari, Hatay, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Sivas, Tunceli, Urfa ve Van illeri bölgesindeki aşiretler île İran, Irak, ve Suriye’deki Kürt aşiretleri verilmektedir.

 Bu çalışmayı İkibine Doğru dergisi 1987 yılında « Çok Gizli Rapor: Devlet Gözüyle Hain ve Yandaş Aşiretler » başlığıyla kapak konusu yapmıştı (13-19 Aralık 1987). Sözkonusu araştırmada; rapordaki kimi maddi yanlışlara vurgu yapılıyor ve o zamanki rakamlarla bile yarım milyon kişinin « sakıncalı » görüldüğüne diktat çekiliyordu. Üstünde açık bir tarih bulunmayan bu gizli raporun, 1970’li yılların başlarında yani 12 Mart Cuntasından sonra hazırlandığı sanılıyor.

 Burada Binboğalılar yöresi Kürd aşiretlerinden sözaçan kimi başka kaynakların adı.

 Mark Sykes: « The Kurdish Tribes of the ottoman Empire » (Osmanlı İmparatorluğu’nun Kürd Aşiretleri); Berhem dergisi Sayı: 6, 7, 8/1990. Sykes’in 1915’te Londra’da yayımladığı « The Caliphs Last Heritage, A Short History of The Turkish Empire » adlı eserinden alnan liste; Batıda yayımlanan ilk ayrınlıtı listedir.

 E. W: C. Noel: Diary of Major Noel (Binbaşı Noel’in Günlüğü); Bağdat, 1920 (İçtoroslar yöresi Kürd aşiretleriyle ilgili en ayrıntılı ve en önemli  Batılı kaynak).

 Vet. Dr.M.Nuri Dersimi: Kürdistan Tarihinde Dersim, Halep, 1952, s. 59-63

 Mehmet Emin Zeki: Kürdistan Tarihi, Ank. 1977

 Şeyh Muhammed Merdux-u Kürdistani: Tarih-i Merdux/Tarih-i Kurd-u Kurdistan,Tarhan, 1951 (M. Emin Zeki Bey’in verdiği listeyle Baba Merdux’un verdiği liste birbirine oldukça benzemektedir).

 Mehrdad R. İzady; The Kurds (Kürdler), Washington, 1992. (Burada, ayrıntıya girilmeden salt isimler verilmiştir. Özellikle haritalar açısından önemlidir).

  Cevdet Türkay: Başbakanlık Arşivi Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatler, İst. 1979. (Salt Kürd aşiretleri açısından değil, Türkmen oymak ve boylari açısından da önemli bir kaynaktır). 

  Doç. Dr. Mehmet Ersöz; Doğu Anadolu Hakkında Sosyo-Kültürel bir Araştırma; Baylan Matbası, Ank. (tarihsiz).(Resmi görüş dorultusunda, ancak Binboğa yöresi aşiretleri hakkında başlıca Türkçe kaynak niteliğindedir).

  Prof. Dr. K. K. Kurdoyev, Y. I.Vesilyeva, J.S.Musaelyan: Kürd Aşiretler (Rehber ve Sözlük); Leningrad Kürdçe Araştırma Bölümü, (basılmamış çalışma).

 kaynak: Mehmet Bayrak’ın İçtoroslar’da Alevi-Kürd Aşiretleri

  
4242 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
.

H.Abdurrahman KEDALİ
(Bilgi, Sayfası)
DÜŞÜNDÜREN MİZAH KÖŞESİ
ŞAİR VE YAZARLAR KÖŞESİ




Site Haritası
FIKRA KÖŞESİ