21/07/2013
ROTHSCHİLD ailesi 1800’lü yıllardan itibaren ortaya çıkan ve ,
Avrupa’da bankacılık ve para işlerinde büyük rol oynayan, Amerika dahil en
süper güç devletlere bile borç para veren Yahudi asıllı bir ailedir. Avrupa’nın
diğer dünya coğrafyaların ekonomik,siyasi ve politik
tarihi üzerine etkileri ve sağladıkları finansmanlarla yahudileri dünya
sahnesine çıkararak dünyaya meydan okuyan bir güç haline getirmiştir. oldu.
Rothschild ailesi,1744-1812 yılları arasında yaşamış olan Frankfurtlu Mayer
Amschel Rothschild’in soyundan gelmektedir Almanya’ da,
Frankfurt’ta Main’daki Yahudi mahallesinde doğan Rothschild bir
dükkânda sarraflıkla İşe başlayarak büyüdü ve bankerliğe başladı.. Mayer
Amschel’in: Amchel Mayer Jr. (1773-1855); Salomon Mayer (1774-1855); Nathan
Mayer (1777-1836), Karl Mayer (1788-1855); Jakob Mayer (1792-1868).isimli beş
oğlu vardı.Daha sonra oğulları Avrupa’nın büyük merkezlerine yayılarak,
bankacılık ve kredi işlerinde neredeyse bir imparatorluk kurdular.
Rothschild ailesi, finansman kaynakları yoluyla,
değişik hükümetlerle uluslararası, politik ilişkilere girip adeta dünyanın
kaderi ile oynadılar ve hala da oynuyorlar.
Bakın Rothschil ailesi Dünyayı nasıl yönetiyor.
Texas Üniversitesi tarih profesörü Texe Marrs’ın 2007
yayınlanan “ Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları” isimli kitapta Rotschild
ailesinin meziyetlerini şöyle anlatıyor;
Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl
dağıtıldığı,Arap birliğinin nasıl parçaralara
ayrıldığı, 1.Dünya Savaşı, Kukla Diktatör Hitler,2.Dünya Savaşı,İsrail
devletininkuruluşu Kennedy Suikasti,MOSSAD suikastleri ve 11 Eylül saldırıları
olmak üzere 10 bölüm yer alıyor..Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar basit
bir komplo teorisi gibi laf dolması bilgilerle değil fiziki kanıtlar ve
şahitler eşliğinde net bir biçimde ortaya koyuluyor.
Aslında Yahudi lobisi dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri
vardır ve Rothschil ailesi bu lobinin veya oluşumun bir devamıdır. Bu gün
bu ailenin 1500 ile 2000 kişi arasında oldukları tahmin
edilmektedir.Rothschild’ler dünyanın gelişmiş olan yada gelişecek olan
ekonomilerine sahip olan ülkelerinde çok derin faaliyetler sürdürmek üzere
dağılmışlardır.
Dünyada olan her siyasi ve eknomik olan gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına
uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir. Yukarıda belirttiğimiz
gibi, Geçmişi 16.yüzyıla dayanan.Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın
yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor önceleri Kralın stratejik ve
ekonomik danışmanlıklarını, izlemesi gereken siyasi tutumlarını ve dış politika
stratejilerini bu aile belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet
saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp
hatrı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar.
Bu ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi faaliyetten
yüklü komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar. İngiliz saraylarındaki
kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk
bankacılık faaliyetini gerçekleştirip,İngiliz çiftçilerine de astronomik
faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse
İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar..
Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rothschıld’lar Avrupadaki tüm imparatorlukların
saraylarında söz sahibi olur hale geliyorlar..Sadece İngiltere’de değil
Avrupa’nın dört bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi
verererek,altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice katlıyorlar..
Ekonomik gücü aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rothschild ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar.
İşin adı ”Savaşa giren devletlere faizle borç vermek”.Bu işin ilk
icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar İngiltere’ye savaşa
girmesi için sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar.
İngiltere,Fransa karşısında yeniliyor ve Rothschıld ailesine olan
borcunu ödeyemiyor..
Bunun karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyettendolayı İngiliz Merkez Bankası
yani Bank of England ödenemeyen
borç karşılığında Rothschıld ailesinedevrediliyor..
Rothschild ailesi İngiliz devletinin bu devir etme
işlemini ” İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı ile..” şartı ile
kabul ediyor: İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda
kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine
veriliyor..Görünüşde ekonomi hakkında pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu
durum pek birşey ifade etmeyebilir.
Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı zamanda
ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir ülkenin
bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin
hazinesine değerli maden koymak zorundadır..
Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL basıyorsa eğer devlet
hazinesinde 20 YTL değerindeki altını,elması yada petrolü koymak
zorundadır.Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka bir şey olmaz.
İşte Rothschild ailesinin de yaptığı şey budur.
İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve
karşılığında altın ve elmas almıştır..
Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından
bilinmekteydi. .Rothschıld ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile
Amerika’daki kolonilerin savaşı olmuştur.
Savaş sırasında Rothschıld ailesi çok gizli bir biçimde Amerikan
kolonilerini desteklemişlerdir..
Amerika’nın İngiltere’ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah
yardımı yapılmış,İngiltere’nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti
edilmiş ve karşılığında kurulacak olan Amerika devletinin resmi para birimini
basma yetkisi istenmiştir..İngiltere ile savaş konusunda
çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu karlı teklifi hiç düşünmeden
kabul edilmiştir ve böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan
dolarını basma yetkisini alarak bir hayli karlı bir işe imza atmışlardır.
Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika’dan elini ayağını
çekmek zorunda kalmıştır..İngiltere-Amerika savaşından yenik çıkan İngiltere bu
sefer Amerika’ya yardım ettiğini düşünerek Fransa’ya
saldırmıştır.İngiltere,Rothschild ailesinin kendilerine finansal
destekte bulunacağına güvenerek bu
savaşa girdiyse de Rothschıld ailesinden
umdukları desteği bulamamışlardır. Rothschıld ailesi el
altından Fransa’yı destekleyerek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garanti
etmek istemiştir..Bir taraftan da bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona
girişmiştir.
İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve
borsaya oynayan halk İngilizlerin savaşı kazanacağını düşünerek girişimlerini
arttırmışlardır. Bunu fırsat bilen Rothschild ailesi ”İngilizlerin savaşı kazandığı” iddiasını ortaya
atarak İngiliz halkının herşeyini borsaya oynamasını sağlamıştır.Ancak
generaller ve ordudan geriye kalanlar İngiltere’ye döndüğünde gerçekler ortaya
çıkmış ve İngiltere’nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır. Borsa norminal
seviyesi,herkesin malını kurtarmaya çalışıp mal hisselerini geri almaya
çalışmasından dolayı anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde
tutan Rotscild ailesi bu ticaretten en karlı çıkan isim
olmuştur..
İngiliz tarihçilerin ”Kara eylül” diye nitelendirdiğ i bu olay ile Rothschild ailesi adeta İngiltere devletinin
mülkiyetini ele geçirmiştir..Bu ekonomik faaliyetleri sonucu iyice gelişen
Rothschıld ailesi,Filistin’in kenan
diyarında Tanrı’nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için
gerekli olan şablonu hazırlamaya başlamıştır.
Osmanlı devletinin parçalanması için gerekli olan
herşeyi yapmışlardır..Osmanlı devletine komşu olan ülkeleri sürekli olarak
finanse ederek Osmanlı’ya karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır..
Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlıya saldıran Rusya, Avusturya ve diğer komşu
devletler, Osmanlının askeri ve ekonomik güç bakımından iyice yıpranarak
azınlıkların ayaklanmasını sağlamışlardır..
Osmanlı devleti nereye koşacağını şaşırmış ve neticede azınlıkların ayaklanarak
ayrı ayrı devletler kurmasına engel olamamışlardır..Osmanlının ençok dış borcu
Rothschıld ailesinin sahibi olduğu
Bank
Of England bankasınadır..Osmanlı
Devleti,Rothschıld ailesine
olan borcunu ödeyecek durumda
olmadığından Rothschıld ailesi bunu fırsat bilmiş Osmanlya iğrenç
bir teklifte bulunmuşlardır..Sultan
2.Abdulhamit ile görüşen Lord Baron Rothschıld ”Kudüs
şehrinin,Filistin’in,Suriye’nin ve Güneydoğu
Anadolu bölgesinin yeni kurulacak olan yahudi devletine verilmesi karşılığında
Osmanlı devletinin tüm
dış borcunu silme ve balkanlarda,afrikada kaybettikleri toprakları geri verme”
teklifinde bulunmuş ancak Abdulhamid teklifi şiddetle reddetmiştir.
Abdulhamid,dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük
bir sevaba girmişse de Osmanlı devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır.Daha
sonraları Enver Paşa,Abdulhamid’in bu tutumunu tarihi bir hata olarak
değerlendirmiştir. Enver Paşa’ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı yahudilere
geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu
topraklar geri alınmalıydı..
Ulu önder Atatürk’e göre ise Osmanlı devleti böyle birşey yapmış bile olsaydı
yıkılmatkan kurtulamazdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu
üstelik devlet her kademesi ile adeta kokuşmuş bir haldeydi.Özetleyerek:
anlattığım bu süreçlerden sonra Rothschıld ailesi 1.Dünya savaşının çıkmasında çok
aktif bir şekilde rol almış ve savaşın çıkması için gerekli olan tüm tezgahı
sağlamıştırRotshıld ailesinin
hesaplarına göre: 1.Dünya savaşı ve Arabistanlı
Lawrence’in faaliyetleri Arapların birçok parçaya bölünmesi İsrail devletinin
kurulması için yeterliydi..Savaş gerçekleşmiş,Almanların önderliğindeki İttifak
devletleri grubu savaşı kaybetmişlerdi..
Rothschıld ailesinin
tüm hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesinden
başka birşey kalmamıştı ortada..Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rothschild ailesi ayrıntılarda küçük bir hesaplama
hatası yaptığını farkedememişti.İsrail devleti kurulmaya hazırdı tamam ama dağ
ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı? Sürekli olarak
gelişmiş Avrupa kentlerinde yaşamış olan yahudiler İsrail’de yaşamaya nasıl
ikna edilecekti?? Esas sorun buydu..
Bu sorunun giderilmesi için Rothschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli
olan ortam hazırlanmaya başlandı.
HİTLER’İN YAHUDİLERİ YOK ETME KOMEDİSİ;
Almanya devleti Birinci Dünya savaşından adeta bir
enkaz halinde oldukça demorolize bir biçimde çıkmıştı..Devlet tüm ekonomik ve
askeri gücünü savaş sonrasında kaybetmişti..Ve tüm bunlara ilave olarak birde
çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı.
Ancak Almanya’nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85′i Rothschild ailesine ait olduğundan Almanya
sadece yahudi Rothschild ailesine borçluydu. Rothschıld ailesi Almanların bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceklerini
adı gibi biliyordu..Rothschıld ailesi enkaz halindeki Almanya’ya Alman
merkez bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının
silinmesini teklif ediyordu ve Almanlar bocu
ödeyemeyeklerini bildikleri için teklifi kabul etmek zorunda kalıyorlardı.
Aslında bu durum sonun başlangıcıydı..Bırakın savaşacak parayı ve
silahı,savaşta asker olarak kullanılacak erkek vatandaşı bile kalmayan Alman
devleti enkaz haldeyken tekrar sivirlerek tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden
ve nasıl bulabilirdi? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi. Ancak onlar intikam için plan yapmadan Rothschild ailesi onlar için çok gizli bir plan
yapmıştı bile..Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı
Avrupa’da esecek ve yahudilere en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde
şiddet ve baskı uygulanarak İsrail’e göç etmeye mecbur bırakılacaklardı.
Bu planın ilk parçası Almanya’nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve
Almanya’nın hızla silahlanmasının sağlanmasıydı..Almanya yıllar boyu A’dan Z’ye
her konuda finanse edilmiş, 2.dünya savaşında savaşmak üzere neredeyse
çocukluktan askerler yetiştirilmiştir. Muazzam bir ekonomik ve askeri güce
kavuşan Almanya’nın başına ise 1.Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik milliyetçi Hitler getirilmiştir. İtalya ise Almanya’da başlayarak tüm dünyayı
etkisi altına alan ve adınafaşizm denilen rüzgarın etkisi altında kalmış ve
iktidara Mussoloni gelmiştir..Mussoloni’nin iktidara gelmesi Rothschild ailesinin
bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rothschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü.
Hitler iktidara gelir gelmez müthiş hitap yeteneği ve ürkütücü karizması ile
Alman halkını yediden yemişe peşinden koşturmuştur..Hitler’in konuşmalarında ve
toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef yahudilerdir. Hitler’in
iktidara gelmesinden önce kardeş gibi birarada yaşayan Alman ve yahudi halkları
birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasıra rağmen oluşturulan yapay kaos
ortamı yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale
gelmişlerdir. Savaştan önce yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği
saldırılar,ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir. Zengin olan
yahudiler bir yolunu bulup Almanya’yı terk etselerde fakir olan zararsız
yahudiler biryere gidecek paraları
olmadığından oldukları yerde kalakalmışlardı. ..
O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya’nın dışına çıkmak için büyük
paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı. Fazla gereksiz detaya girmeden
Hitler savaşı başlatmış ve Almanya’nın sahte intikam harekatı başlamıştı.
Almanya savaşın ilk yıllarında anormal bir başarı göstermiş ve
Fransa,Yugoslavya,Çekoslovakya,Avusurya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok
kısa sürede ele geçirerek Nazi ordularının gücünü ortaya koymuştur. Özellikle Paris kentine 2 saatte giren Nazi orduları
İngiltere ve İspanya’nın iyice ürkmesine neden olmuştur..İngiltere’yi hava
saldırıları ile darmadağın eden Nazi orduları bir taraftandan da sözde yahudi
soykırımı yapmaya başlamıştır..
Yahudiler birbir katledilmiş ve imha fırınlarında kılmıştır..Ortada öyle
korkunç bir ortam vardırki savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı
generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan dolayı hava
alanına kusmuşlardır..Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan
insan cesedleri ve çürümüş cesedlerdir. Savaştan sonra tam bir korku ülkesine
dönen Almanya’da ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç yahudi bırakılmamıştır. Ancak Sovyet
araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece
%15′in yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır. Bu belgelere
göre savaşta öldürülenlerin çoğu çinegene ve Polonyalılardı.
Geriye kalan zengin yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile
Amerikan askerleri denetiminde gizlice Amerika’ya değil İsrail’e
kaçırılmışlardır. İsrail’e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya
kadar olan süreçte tabiri caizse Allah’ın dağında prefabrik usulü yapılmış
evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi. Kaçmak için girişimlerde
bulunanlar ise Tevrat’ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir..Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava
ile sözde yahudi soykırımı yapılmış,tüm dünyada yahudilere yönelik şiddet
eylemlerine girişilmiş ve yahudiler İsrail’e göç etmek zorunda
bırakılmışlardır.
Yani Rothschild ailesi 1.Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2.Dünya
savaşında Tamamlayabilmiştir. Aşırı dindar bir aile olan Rothschild ailesi kendilerine göre Tanrı’ya olan sözünü yerine
getirmişlerdir.
ANTİ YAHUDİ BAŞKAN KENNEDY SUİKASTİ SENARYOSUNDA ROTHSCHİLD’LARİN GÜCÜ:
2.Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devleti’bde herşey 1960 yılında John
Fitzgerald Kennedy’nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir. Kennedy
Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve aynı zamanda Amerikan başkanı olmuş
ilk katolik kişiydi Kennedy’den önce Amerika’da katolik birbaşkan hiçbir zaman
olmamıştır. John F Kennedy’nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup
aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan katolik bir büyükelçiydi. Ne
babası, ne de başkan Kennedy yahudilerle iyi geçinemiyolardı ..Babası
büyükelçilik yaptığı dönemde Londra’da yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve
çeşitli saldılara maruz kalmıştır. Kennedy de Amerika’da başkan seçilmeden önce
Sigmund Rothschild’in kendisine
yapmış olduğu ”başkan seçildiğinde ortadoğuda İsrail tarafını tutan bir
politika izlemesi karşılığında milyonlarca doları bulan seçim kampanyası
masraflarını karşılayacaklarını belirtmiştir..” Ancak Kennedy böyle bir teklifin
bir daha kendisine yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi
hissettiğini belirttirmiştir..
Kennedy İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden anormal
derecede rahatsız bir politikacıydı.
Kennedy’e göre lobilerin Amerikadaki faaliyetleri Amerikan bağımsızlığına
vurulmuş bir darbeydi.
İsrail kurulduğu günden beri ortadoğuda hep bir süpergüç olma hayali ile
hareket etmiştir. Bu yüzden İsrail Devleti ortadoğuda hızlı bir ”nükleer
silahlanma programı” izlemeye başlamıştır
İsrail’in Dimona çölünde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom
bombası ve nükleer başlıklı füzeler üretmesi özellikle başkan Kennedy’i anormal
derecede rahatsız etmiştir.
İsrail’in nükleer füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad
gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy yönetimini önlem
almaya mecbur bırakmıştır..
Kennedy, Ben Gurıon’a yazdığı sert bir uyarı mektubunda ”İsrail’in nükleer
programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan
kaçınmayacağını belirtmiştir”.
Ben Gurıon’da cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy’e ”genç adam” diye hitap
etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur. Bu mektuplaşmalar iyice çığırından
çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür..Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon
istifa etmiştir..Ünlü yahudi politikacı Henry Kissenger ”İsrail’in nükleer
programına son vermesi İsrail’e büyük zarar verir” diyerek Kennedy’i ikna
etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Kennedy bununlada yetinmemiş 4 Haziran
1963′te Amerikan temsilciler meclisine danışarak çıkarttığı 11110 sayılı
kanunla Amerikan dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve
Bank’ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası’na vermiş ve ”bir ülkenin
parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir
sorun olduğunu” belirterek kendi sonunu hazırlamıştır. Federal Reserve Bank ve
dolar İsrail’in en büyük gelir kaynağıdır tabiri caizse şah damarıdır..Kennedy,
doları basma yetkisini Federal
Reserve Bank’ın elinden alarak adeta İsrail’in şah damarınıkesmiştir..Neticede
İsrail için Kennedy’nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur. Kennedy’nin
seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu çünkü Kennedy halktan büyük
destek görüyordu. Kennedy’e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması
yüksek ihtimaldi..Üstelik Kennedy’nin kardeşi de gelecek vaad eden bir
polikacıydı..Dünyada hiçbir aile böylesine politik bir gücü elinde tutmayı
başaramamıştı..Tek bir çare gözüküyordu..O da suikastti.
Kennedy birşekilde öldürülürse Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı
getirecelecekti. Kennedy’nin yardımcısı Lyndon Johnson’dı..Johnson tam bir İsrail taraftarıydı..Kendi
politik hırsları yüzünden İsrail’e gözünü kırpmadan yardım edebilirdi..Üstelik
Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy kendisini kovmaya
çalışıyordu. İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı
Amerikan derin devleti için derin bağlantılarını kullanarak çok gizli bir
biçimde uygulamaya koyar..Kennedy’i öldürmek için en uygun ortam seçim
kampanyaları için geleceği Dallas’tır.
Dallas’ta herzamanki gibi üstü açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy’i
korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın güvenliği
sabote edilecekti. Böylece suikast çetesi Kennedy’i rahatlıkla Öldürebilecekti.
Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır..
Kimileri Kennedy’i Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü, kimileri ise kübalı
sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan birşey varki Kennedy’i
ödürenler çok profosyonel ve acımasız keskin nişancılar(snıper)’lardan oluşan
bir suikast timidir. Kennedy Dallas’ı ziyaret etmeden önce akşam yani 21 Kasım
1963 akşamı Dallas’ta gökten boşalırcasına yağmur yağmıştır Ancak şehir halkı
buna rağmen başkanı eniyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır. 22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C’den Air Force One
uçağı ile Dallas’a gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9′ta şehir merkezinde
Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya
başlamışlardır. Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada başkan Kennedy ve
vali Connaly vardır..Önde motosikletli SS korumalar ve yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy’nin
arabası Kortejle birlikte Elm caddesinden Houston’a doğru beklenmedik bir dönüş
yapar…O sırada silah sesleri yükselmeye başlar. Polisler telsizle anons etmeye
başlar..”Korteje ateş ediyorlar yere yatın” diye..Tam 6 el silah sesi
duyulur..Birinci mermi arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund
Harris adındaki taksi şöförünün kulağını parçalar..İkinci mermi Kennedy’i tam
omzundan vurur..Üçüncü mermi Kennedy’i ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly’i
omzundan vurur.Dördüncü mermi Kennedy’i boynundan vurur,aynı mermi başkanın
vücudundan çıkıp Vali Connaly’i sırtından vurur..Beşinci mermi arabayı
ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar..ve Altıncı mermi Altıncı mermi
başkan Kennedy’i tam kafasından vurur..Başkanın kafasını parçalayan mermi
bulunamaz.
Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy’i sözde komünistlerden vatan
haini Lee Harvey Oswald’ın vurduğu iddia edilir..Ortada altı mermi olmasına
rağmen Oswald’ın tek katil olduğu görüşüne verilir. İddialara göre Oswald Texas
Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı Manlicher
Caracano marka snıper tüfeği ile başkan Kennedy’i ve Vali
Connaly’i altı kez vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır. Sözde suikastçi
snıper Lee Harvey Oswald’ın vurduğu başkan Kennedy feci şekilde can vermiş ve
Lee Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır..Ortadaki deliller birden çok
keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen İsrail denetimindeki Amerikan
derin devleti suçu Lee Harvey Oswald’ın üzerine atarak delilleri bir bir yok etmiştir..Suikasti gören
57 kişi ya bir kaza ile yada intihar ile ölü bulunmuştur. Lee Hervey Oswald ise
suikastten iki gün sonra mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin
arasında yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür. Bu
Amerikan milliyetçisi yahudi,Lee Harvey Oswald’ı öldürmesinin nedenini ise
”komünistlerden Amerikanın aldığı intikam”olarak yorumlamıştır..
Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy’nin otopsisini Amerikan
ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast
delillerini bir bir sabote etmişlerdi..
Ailesi Kennedy’nin kafasının
kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçilerin bulunmasını
istediğinde ise Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir..Kennedy
apar topar gömülerek konu ört pas edilmiştir. Başkan Kennedy’nin suikast sonucu
öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir
basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından
kurşunlanarak öldürülmüştür.
KENNEDY SUİKASTİNDEN SONRAKİ GELİŞMELER:
Kennedy’nin kapattığı İsrail Dimona çölündeki nükleer
santrali tekrar açılmış ve İsrail nükleer silah üretimine eskisi gibi iyice hız
vermiştir. Federal Reserve Bank’ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini
alan başkan Kennedy’nin çıkarttığı 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan
dolarını basma yetkisi tekrar Rothschıld ailesine ait
olan Federal Reserve Bank’a verilmiştir. II.Dünya savaşından sonra ılımlı ve
sakin bir politka izleyen Amerika devleti özellikle Kennedy suikastinden sonra
soğuk savaş sürecini de başlatmıştır. Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk
savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir..Amerika ile
Sovyet Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür.
Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam’a
saldırmıştır..Vietnam’da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu
savaştan dolaylı olarak zarar görmesine
neden olmuştur. Amerika’da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde
söz sahibi olmuştur. Amerika İsrail devletinin yaptığı katliamlara sesini
çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya başlamıştır. En
basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok gizlice yürttüğü
”Samuel Vanunu’yu kaçırma operasyonu” na istemeden şahit olan bir Amerikan
Fırkateynindeki 23 deniz piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle
öldürülmüştür..Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler
tarafından öldürülmüştür..Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve
yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile yapmamıştır..
CIA tüm dünyada ”komünizmle mücadele” doğrultusunda adına GLADIO denilen ve
Beyrut’taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden
oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı katilleri maaşa bağlayarak
dünyanın heryerinde komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle
görevlendirmiştir.
Bu bağlamda Türkiyedeki sağ-sol çatışmaları,siyasi amaçlar için işlenen
cinayetler,katliaml ar,terörist eylemler,Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam
edilmesi ve 12 Eylül darbesi hep Gladıo’nun eserleridir..
Gladıo ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastinden hemen sonraya
denk gelir..
Amerika’nın büyük ortadoğu projesi başlamıştır. Büyük Ortadoğu Projesinin diğer
adı ise Büyük İsrail Devleti projesidir. Kennedy suikastinden sonra Büyük
İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir..Büyük İsrail Devleti Tevrat’ta Tanrı
Yehova’nın yahudilere vaad ettiği topraklardan oluşmaktadır.
11 Eylül saldırıları,Münihteki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında
Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka birşey değildir. Büyük
Ortadoğu projesi yeni birşey değil. Yüzyıllardır var olan bir proje
Osmanlıların yıkılması,Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye
bölünmesi,Türkiyedeki terör eylemleri ve istikrarsızlık ve Irak, İran gibi
ülkelerin periyodik olarak neredeyse her on on yılda bir sorun çıkarması eski
Sovyet cumhuriyetlerindeki Turuncu Devrimleri, İkiz Kuleler, Afganistan Savaşı
bağlantısını, Taliban sonrası Afganistan’da artan afyon üretimini, yandaş medya
kuramlarını, yabancı fonlarca desteklenen köşe yazarlarını, İslam ülkelerinde
özgürlük hareketlerini ve Büyük Orta Doğu Projesi’ni insan ister istemez tekrar
sorgulamakta ve bunların yüzyıllar önceden oynanmaya başlanan bir Rothschild
Ailesinin oynadığı oyunlardan birinin devamı olduğu anlaşılmaktadır.
Memedé Kazım
Kaynak:Kısmen:kozanbilgi.com