• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/semskiasireti
  • https://www.twitter.com/semski_asireti

SONSUZA KADAR BARIŞ, BİRLİK VE KARDEŞLİK İÇİN EL ELE

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam381
Toplam Ziyaret16003818
ŞEMS KİMDİR
ŞEMSKANLILARIN TARİHİ
BÜYÜKLERİMİZ
DRAMATİK HAYATLAR
SİTEMİZİ BEĞENİN
Saat
Title of the document

1
Tarih Dede
tarihdede@semskiasireti.com
MERVANİ KÜRT DEVLETİNİN İLK KURUCUSU EBU ABDULLAH EL SÜLEYMAN BİN DOSTIK’IN TRAJİK HAYATI
30/01/2013
..

 

Merkezi Diyarbakır olan ve Miladi 990 ile 1089 yılları arasında hüküm süren  ünlü kürt devleti Mervanilerin kurucusu Ebu Abdullah El Süleyman bin dostık olarak bilinen  Emir Bad veya Baz’ın hayat hikayesi  inanılmaz olaylarla doludur.

Aslen Bitlis’in Hizan İlçesi ile Modkan ilçesi arasındaki Bahsemi dağları bölgesindeki  bir  köyde dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamasına karşın ölüm tarihi Hicri takvime göre, 14 muharrem 380 (Miladi takvime göre:29 Kasım 991) olarak kayıtlara geçmiştir. Kendisine  Bad veya Baz denilmesi hususunda bir çok rivayet vardır. Bir Rivayete göre  Huveydi (Hümeydi) Aşiretinin Harbuxt koluna bağlı olan Badıki aşiretinden olduğu için Bad olarak nam yaptığını ifade ederken başka bir rivayete göre ise , Baz veya Bad; yırtıcı doğan kuşunun ilk yumurtasından çıkan yavrusuna verilen addır. Aşiret ariflerine göre doğan kuşu üç yumurta yapar. Birinci yumurtadan çıkan yavruya baz denilir. İkinci yumurtadan çıkan yavruya bazaroğ denilir. Üçüncü yumurtadan çıkan yavruya ise çelleğan ismi verilir. Devamlı birinci yumurta en yırtıcı yavrunun çıktığı yumurtadır. Bu nedenle bölgede “Baz” ismi şanı yücelmiş, kahraman, cesaretli veya dini hizmette velilik mertebesine eriştiği kabul edilen şahıslara bu lakap verilir. Mesela Abdulkadir El Geylani hazretlerinin de bölgedeki meşhur lakabı Baz’dır. El Azraki kitabında Bad olarak kaydediyor. Fakat İbni Esir kitabında Baz olarak kaydetmektedir. Nitekim günümüzde bu isim yaygın bir şekilde hem kadın hem de erkek için kullanılmaktadır. Erkek için Bazo, kadın için ise Bazey olarak kullanılmaktadır. Bu rivayete bağlı olarak başka bir teşbihte ’de  şöyle ifade edilir; Asıl adı Abdullah olmasına rağmen “şahinlerin şahı” anlamında “Şa-Baz” lakabıyla anılan Kurd cengaver, genç yaşında hükümdar olmayı kafasına koyarak Harput ile Erciş arasındaki toprakları ele geçirip Diyarbakır’a yönelmişti. Bu yüzden de birkaç kez Diyarbakır’a saldırıda bulunmuş, ancak teslim almayı başaramamıştı. Bu nedenle kendisine şahinlerin şahı anlamına gelen Şahı –baz  lakabı ile anıldığı anlatılmaktadır.

Önceleri çobanlık yapan Bad bin Dostık fakir olmasına rağmen bayramlarda ve belli zamanlarda Hayvanlarını keserek fakir kesimlere dağıtıyordu. Ekmeği ile ve cömertliği ile etrafına yüzlerce insan ve aile toplandı. Herkes onu seviyordu. Zamanla itibarını artırarak çevresine çoğu kaçakçılardan oluşan kuvvetler oluşturup varlığını hissettirmeye başladı,  Yöredeki zengin kervanlara saldırarak  ganimetler topladı. Giderek çok güçlü  ve küçük bir birlik kurarak, önce Ermenilerin elindeki Ercişten başlayıp Harput’a kadar olan yerleri ele geçirerek hakimiyetini arttırp ordusunu büyüttü.  Diyarbakır ve Musul’a kadar olan  bölgelere korku saldı. İbni Esir, Baz Bin Dostuki’yi şöyle anlatır. Baz bin dostık Diyarbakır ve havalisine sürekli seferler düzenlerdi. Yiğit ve kahraman bir insandı. Fakat halkı taciz ediyordu. (İbni Ezraki’ye göre kervan yollarını kesiyordu yani eşkıyalık yapıyordu) Humeydiye aşiretine mensuptu Musul Buveyhilerinden Melik Adudu Devle onu sıkıştırınca korkmaya başlamıştı. Ve Silvan’a çekildi. Adudu Devle’nin ölümünden sonra birçok Diyarbakır aşireti Silvan’a göç etti. Baz tamamen kuvvetlenince Nusaybin’i istila etmek istedi. Büveyhi Meliki Samsamu Devle Baz’ın üzerine ordu gönderdi. Behram Bin Erdeşir’in komutanlığında bulunan orduyu Baz yendi ve dağıttı. Böylece bölgede daha da kuvvetlendi. Bu sefer Samsamu Devle Ebul Kasım Said Bin Muhammed El Hacib’i büyük bir ordu ile tekrar Baz’ın üzerine gönderdi. Baz bu badireyi atlatarak Hakkariyi ele geçirdikten sonra asker sayısını 4000 çıkardı. Baz Hakkari  aşiretlerinin tüm mallarına el koyup yağmalattı. Koyunlarının tümünü ellerinden aldı. Böylece Musul emiri İbni Sa’dan’ı bunların elinden kurtarmış oldu. İbni Sa’dan, Baz’ın bu hareketinden çok memnun oldu ve kalbi ona karşı saygı ve hürmetle doldu. İbni Sa’dan h. 377’de (Miladi 988) vefat etti. Yerine Said Baha’u Devle Musul reisliğine geçti.  Baha’u Devle Turabidin’i (Midyat) Baz Bin Dostık’a hibe  yolu ile verdi. Bir süre sonra bu fikrinden vazgeçerek geri almak istedi. Fakat Baz kabul etmedi.

Baz, Meyaferqin’i teslim aldıktan sonra komuta merkezi haline getirdi. Bizans sınırını sağlama aldıktan sonra Diyarbakır ve Cizire bölgelerini de ele geçirerek tüm bölgeyi egemenliğine aldı.

Güneyde bulunan (Şii) Kurd Buveyhiler Baz’ın başarısından kaygılanmıştı. Gelişen tehlikeyi bertaraf etmek isteyen Buveyhiler ordularını harekete geçirdi. Buveyhi ordusunun komutanı Baz’ın eski bir dostuydu. Bu nedenle Baz’a bir mektup göndererek Buveyhiler’in emirlerine boyun eğmesini, şartları kabul etmesi halinde ülkesinin beylik olarak kendisine verileceğini bildirdiyse de,Baz kendisine yapılan teklifi reddederek Büveyhiler’in üzerine yürüyerek hafife alan Buveyhi ordusu beklenmedik  şekilde yendi ve orduya ait tüm malları ele geçirdi. Elde edilen esir ve ganimetlerle Baz’ın ordusu daha da büyümüş ve güçlenmişti.Bu savaştan bir süre sonra ikinci bir ordu ile harekete geçen Buveyhiler tekrar yenilgiye uğrayınca anlaşma yapmak zorunda kaldılar.

Antlaşma yapıldıktan bir süre sonra Musul ve civarında gözü olan Hemdaniler, Buveyhiler’in zayıflığından yararlanarak harekete geçtiler. Musul merkezli Hemdani devletinin yıkılmasından sonra Hakkari bölgesine göç eden Hemdaniler Musul’u tekrar alabilmek için saldırıya geçmişlerdi. Baz bu durumu duyunca ordusuyla Musul’a geldi ve saldırganların çoğunu kılıçtan geçirerek Musul’u kurtardı. Bu olaydan sonra Cizire bölgesi tamamen Baz’ın hakimiyetine geçti.

 Bunun üzerine Baz’dan korkan Bahau Devle durumu Abbasi halifeliğine şikayet etti. Abbasi komutanı ile Baz arasında çıkan çatışmada Baz Bin Dostık’ın kardeşi Ebul Fevaris Bin Dostık öldürüldü. Baz kardeşini alarak Meyyafarikine getirip (Silvan) şehrin dışında defnetti. Mezarının üzerine kubbeli bir yapı yaptırdı. Çok geçmeden Baha’u Devle, Hamdanilere sığındı. Böylece iktidar Hamdanilere geçti. Bölgenin neredeyse tamamına hakim olmak üzere olan Bad bin Dostık’ı durdurmak için Musul Halifesi Tay’i ve Sad-u Devle bin Yusuf Dostık’ın üzerine yürümeye kara verdiler ancak buna cesaret edemediler. Ardında bir hile ile öldürmeye karar verdiler fakat  bunda da başarılı olamayınca da, bölgedeki diğer arap beyliklerinden olan Ukeyliler, Hamdaniler ve buvehiler güçlerini birleştirerek dostık’ın üzerine yürüdüler. Sayıları kat be kat Dostık’ın ordusundan fazla olan bu ordu Cizre yakınlarındaki Turabidin(Midyat) de karşılaştı. Bu güçlü ordu karşısında fazla direnemeyen Dostık’ın ordusu yavaş yavaş bozulmaya başladı. Abu Abdullah El Süleyman Bin dostık savaş alanından ailesinin yanına yönelerek onları oradan uzaklaştırırken attan düşünce  omuz ve göğüs kemiği kırıldı. Ailesi uzaklaştı ancak kendisi savaş meydanında yaralı olarak yerden kalkamadı. Bazı kaynaklara göre Hisan Aşiretinden bir  adam Bazılarına göre de  Ukeyli Arap aşiretinden  bir arap  meydandaki ölülerin  ganimet ve değerli ganimetleri toplarken  yerde yatan Bad ile karşılatı ancak tanıyamadı. Bad’ın üzerinde bulunan değerli eşya,silah ve  elbiselerini alırken  Asker onun Baz olduğunu bilmiyordu. Sonra Baz olduğunu anlayınca öldürerek ellerini ve ayaklarını koparıp cesedini Musul’a oradan da Bağdat’a götürdü. Ve her tarafa teşhir etti.. Musul halkı bu duruma  çok şiddetli tepki gösterdiler ve günlerce arkasından yas tutup ağladılar. Musul halkı daha sonra Bad’ın cesedini toplayarak oraya defnettiler.( Vefat Tarihi : Hicri 14 Muharrem 380, Miladi 29 Kasım 991)

 Bu arada Baz Bin Dostuk’in öldürüldüğü savaş devam ederken  yeğenleri de oradaydı. O gün Kürtler yenilgiye uğradılar. Ve savaş meydanında kaçışmaya başladılar. Fakat Baz’ın büyük yeğeni Ebu Ali Hasan yüksek bir sesle savaş meydanında haykırarak milleti etrafına topladı. Büveyhilerin üzerine şiddetle hücum edip kılıçlarla nicesini kırıp geçtiler. Sonunda Büveyhi ve Hamdani askerleri geri çekildiler. Böylece Ebu Ali Hasan da geri çekilerek Hasahkeyf Kalesi’ne gelip kaleye girdi. Dayısı Baz Bin Dostık’ın hanımı Hasankeyf’te oturuyordu. Dayısının hanımı Deylemilerden idi. Ebu Ali Hasan savaşın durumunu ve dayısının ölümünü kendisine iletti. Kadın; “Bundan sonra tedbirin nedir?” dedi. Hasan; “Silvan’ı istiyorum.” dedi. Böylece Silvan’a doğru yola çıktılar.  Silvan ve civarını yeniden hükümleri altına aldılar. Ebu Ali Hasan dayısı Baz Bin Dostık’ın hanımı ile evlendi.  Ebu Ali Hasan o da dayısı gibi Hamdaniler ile mücadeleye devam ederek onları iki defa yenmeyi başardı. Hasen Bin Mervan, 997 senesinde Diyarbakır´da öldürüldü, Yerine kardeşi Said bin Mervan reisliğe geçti. Fakat ne yazık ki Said ile diğer kardeşi birbirleri ile mücadeleye başladılar.  Ebu Nasr, 1011 senesinde Saidi zehirleterek öldürmeyi başardı. Mervani reisliğine de kendisi geçti.1011´de hükümdar olan Ebu Nasr, elli seneden fazla hüküm sürdü. Mervanilerin bölgedeki hâkimiyetini kuvvetlendirip halkının ferah seviyesini oldukça yükseltti. Böylece Mervani Kürt devletinin temeli de atılmış oluyordu.

Mervani Kürt Devletinin Kurucu aşiretleri şunlardır

1-Huveydiler: Mervanilerin bağlı olduğu Huveydi aşireti bölgede ağırlığı bulunan aşiretlerin başında gelmektedir. Bu aşiret Süleymani olarak bilinen beyliğin de kurucu aşiretleri arasında yer almıştır. Günümüzde bu isimle Adıyaman Bensi’de bir kabile yaşamaktadır. Hümeydi, Arapça bir kelimedir. Hâlbuki Hüveydi, Arapça değildir. Bu kelime yörede çokça kullanılan ve savaş aletlerinden bir tür topuza verilen isimdir. (Hüveydi, çaw kil dai ) Çok meşhur bir deyimdir. Gözleri sürmeli topuz anlamına gelir. Nitekim Kulp bölgesinde kurulan Süleymanî Beyliği’nde Banukî,  Dılhiran, Bociyan, Zilan, Besyan, Zıkdıyan ve Berazanlarla beraber Hüveydiyanlar da yaşıyordu.

2-Hekkariler: Bu aşiret köklü ve birçok devletin kuruluşunda rol oynamış aşiretlerden biridir. Baz Bin Dostik’ten sonra Mervani Devleti yönetimi bu aşirete geçmiştir

3-Dümbülliler: Günümüzde, şemskanlılar,İsabegliler,Beyzadeler ve zaza olarak bilinen aşiretler Dümbüllilerin birer koludur. Bu dönemde Dümbülli aşiretinin reisi Abdurrahman Bin Ebul Verdi El Dumbulli’dir

4-Bacnavi aşireti

 

Derleme: Memedé Kazım

www.semskiasireti.com 

 

 

 

 



10811 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

İRAN KÜRDİSTANINDAKİ CELALİLERİN YÜREK BURKAN DRAMI - 25/11/2013
tarihin sayfalarına geçen kara lekelerden biri olan Celalilerin bu dramının etkilerini hala gideremeyen aileler vardır. Ancak Selahaddin-i Eyyubinin süvari birliklerini oluşturan tarihin bu kahraman aşireti inanç ve azimleri sayesinde bu yaraların
Nakşibendi Tarikatını Anadolu'ya getiren Ünlü Kürt Düşünürü Mevlana Halid-i Kürdi - 14/05/2013
Nakşibendi Tarikatını Anadolu'ya getiren Ünlü Kürt Düşünür Mevlana Halid-i Kürdi
LOZAN ATLAŞMASININ KÜRTLERE KAYBETTİRDİKLERİ VE GÜNÜMÜZE YANSIYAN SANCILARI - 03/12/2012
LOZAN ATLAŞMASININ KÜRTLERE KAYBETTİRDİKLERİ VE GÜNÜMÜZE YANSIYAN SANCILARI
ÇALDIRAN SAVAŞINA FİİLEN KATILMIŞ BAĞIMSIZ KÜRT BEYLİK - AŞİRETLERİ VE AKİBETLERİ - 13/09/2012
ÇALDIRAN SAVAŞINA FİİLEN KATILMIŞ BAĞIMSIZ KÜRT BEYLİK VE AŞİRETLERİ
FATİH SULTAN MEHMET'İN HOCASI MELA ŞEMSEDDİN (ŞEHRESORLU ÜNLÜ KÜRT MOLA GORANİ) HAKKINDA - 27/03/2012
FATİH SULTAN MEHMETDİN HOCASI MELA ŞEMSEDİN (şEHRESORLU ÜNLÜ KÜRT MOLA GORANİ)
ŞEMSKANLILAR İLE BRUKANLILARIN TARİHİ SERÜVENLERİ ARASINDAKİ İLGİNÇ BENZERLİKLER - 24/02/2012
ŞEMSKANLILAR İLE BRUKANLILARIN TARİHİ SERÜVENLERİ ARASINDAKİ İLGİNÇ BENZERLİKLER
OSMANLI DÖNEMİNDE DEVLETE HİZMET EDEN ÜNLÜ KÜRT DİPLOMAT , VALİ VE BÜYÜK ŞAHSİYETLER - 18/01/2012
OSMANLI DÖNEMİNDE DEVLETE HİZMET EDEN ÜNLÜ KÜRT DİPLOMAT , VALİ VE BÜYÜK ŞAHSİYETLER
TANIKLARIN ANLATIMIYLA ZİLAN DERESİ KATLİAMI - 22/11/2011
TANIKLARIN ANLATIMIYLA ZİLAN DERESİ KATLİAMI
1.DÜNYA SAVAŞININ ARDINDAN YABANCI GÖZÜ İLE TÜRKLERİN KÜRTLERE BAKIŞ POLİTİKALARI - 02/11/2011
1.DÜNYA SAVAŞININ ARDINDAN YABANCI GÖZÜ İLE TÜRKLERİN KÜRTLERE BAKIŞ POLİTİKALARI
 Devamı
.

H.Abdurrahman KEDALİ
(Bilgi, Sayfası)
DÜŞÜNDÜREN MİZAH KÖŞESİ
ŞAİR VE YAZARLAR KÖŞESİ




Site Haritası
FIKRA KÖŞESİ