Şirnak Uludere de yaşanan vahim olay neticesi 35 gencecik can toprağa düştü. İster yanlış istihbarat deyin ister başka bir şey deyin yada herhangi bir neden söyleyin, hiçbir mazeret ocağına ateş düşen ailelerin acısını  dindiremez, Nurettin Demirtaş yastayız dedi, bence sadece Kürtler değil bütün Türkiyede her kes yas tutmalıdır. Ekmek parası uğruna bu kadar yolu ve tehlikeyi göze alarak sınırı geçen bu gençler beklide bu kez de ekmek parası çıkardık diye sevinirken başlarına bomba yağdı.

Bu dramatik durum Türkiye’deki bir gerçeği daha göz önüne serdi. Öncelikle bölgede yeterince iş imkanı olsaydı bu gençler canları pahasına böylesine bir tehlikeyi göze alırlar mıydı. Yazık oldu bu çocuklara. Allah ailelerine sabır versin. Acılarını bizde yüreğimizde hissettik. Nur içinde yatsınlar.

Herkes yanlış istihbarat neticesinde bombardımanın yapıldığını konuşuyor. Kimi de Devlet vatandaşını bombaladı diyor. Tabi bu ithamlar hükümet kanadını oldukça germiş durumda.

36 Kürt genci,  savaş uçaklarının bombalarıyla gece vakti  vuruluyor ve 35’inin hayatını kaybetmesinin ardından, Özellikle Kürt kesimden çok büyük tepkiler gelmeye devam ediyor. Buna mukabil  Hükümetten  ceviz kabuğunu doldurmayacak yetersiz açıklamalar geliyor.

Genelkurmay da kendini savunarak, bölgede eylem hazırlığı vardı sınırdan geçenlerin silah ve mühimat taşıyan PKK’lılar olduğu yönünde istihbarat vardı diyor.

Buna mukabil  sivil otorite suskun ve çaresiz. İşi nasıl kurtaracaklarının ve  bu badireyi nasıl atlatacaklarının çabası içindeler.

Başbakan Erdoğan   ertesi gün  öğle vakti konuşuyor, ‘yanlışa düşüldüğü’nü beyan ederek üzüntü verici bu olay karşısında üzüntülerini dile getiriyor ve derhal gereğinin yapılacağını söylüyor. Söylüyor ama ne yapabilirki?  Bence hiç bir şey yapamaz. Belki gündemi değiştirecek başka bir konu bulup meselenin küllenerek unutulmasını sağlamayı planlıyorlardır.

Haber kanalları ise Gazetecilik etiğinden uzak bir şekilde olayın üzerine gitmeyerek Genel  Kurmaydan ve hükümetten gelen açıklamalar doğrultusunda yayıncılık yapıyorlar.Yani anlayacağınız  Gazetecilik mesleğinin  dilinden çok devletin dili ile gazetecilik yapıyorlar.

Muhalefet ise hükümeti hırpalayacak bir mevzu bulmanın heyecanı ve sevinci ile olayı siyasi bir araç haline getirerek hükümete yükleniyor. Bence Muhalefet ölen 35 gencin acısı üzerinden fevkalade siyaset yapıyor. Bu da siyaset etiğine uymuyor. Zaten iyi bir muhalafet olsaydı Türkiyede bir çok güzellikler yaşanacaktı. Maalesef  etkin bir muhalefet yok.

Sonuç olarak, ortadaki gerçek şunu gösteriyorki,  yaşanan bu olay, kınamayla, protesto ile geçiştirilemeyecek kadar önemli bir olaydır. Keşke bu olay hiç olmasaydı. Artık ölenleri geri getirmek mümkün değil ancak, sağ duyulu ve itidallı davranıp toplumda infiale, taşkınlıklara ve provakasyona ortam hazırlamamak gerekir.