En çok merak edilen konuların başında Kemal Kılıçdaroğlunun CHP'deki başkanlık koltuğunun sağlam olup olmadığıdır.

Alınan kararlar uygulamalar ve icraatler Kılıçdaroğlunun beyanatları ile tam zıt bir durum ortaya çıkarıyor.

Açıkçası sanki o koltukta perde arkasındakilerden birinin   direktifleri ile eylem icra ediyor. Dedikya söylemleri ile eylemleri hiç örtüşmüyor. Meydanlarda anayasayı baştan sona değiştireceğiz diyordu. Sonradan karar değiştirerek kırmızı çigilerimiz var diyor onlara dokundurtmayacağını  ifade ediyor.

Devletin tanımından vatandaşlık tanımlarına ve özgürlüklere kadar bir çok madde kırmızı çizgi olarak ifade edilen anayasanın ilk üç maddes ile bağlantılıdır. Bu üç madde üzerinde oynama yapılmadıkça anayasada hiç bir şey yapamazsınız. yani anlayacağınız Kılıçdaroğlu meydanlarda yeni CHP diyordu ancak faaliyetler eski CHP'den daha ötede. Belliki statükocu ve ergenekon destekçileri hala  parti içinde  etkin ve hala güç onlarda.

Arkadaşlarımı satmam diyerek tutuklu vekillerin salınmaması halinde meclise girmeyeceğim  diyor. Ancak halkın iradesi ile almış olduğu 11 milyon oyu rahatlıkla satabiliyor. Halk ona Balbayı, Haberalı, cihaneri seç demedi ki. Bu vekilleri elbetteki ergenekon seçtirdi. hemde CHP nin güçlü olduğu illerde birinci sıraya koyarak garanti kazandırdı. Yani anlayacağınız CHP'yi ve başkanını ergenekon esir almış durumda.

Yemin etmedikleri için Mecliste hiç bir aktivasyonları bulunmamaktadır. sadece seyirci olarak orada oturmaktalar. 

Tutuklu vekiller için  yasa tekliflernden bahsediyor. Eğer bu durum gerçekleşirse bütün kanun kaçakları bastırır parayı hasbelkader birde seçilirlerse doğrudan hapisten çıkarak meclisin yolunu tutarlar. 

Bence CHPnın sızlanmaması gerekir. Adaletin verdiği kararlara hep saygılı olmalıyız diyen CHP nin eski başkanı Deniz Baykal her defasında  tekrarlayıp durduğu bir söylemi vardı. "Şeriatın kestiği parmak acımaz" diyordu. Bu açıklama doğrudur Ancak bu kararın herkese eşit uygulanması gerektiğini birinin baykala ve  Yeni CHP'ye anlatması gerekmez mi?