Seçim vaatlerinin binin bir para olduğu  seçim dönemi geride kaldı. Kimi demokrasiden dem vurdu kimide akla hayale sığmayan  uçuk vaatler verdi. Neticede süreç bitti ve kel göründü.

AK Parti oylarını  artırmasına rağmen Yüksek seçim kurulunun  bazı illerdeki millet vekili sayısını  indirmesi ve özellikle CHP’ nin güçlü olduğu bölgelerdeki vekil sayısını  arttırması  yüksek oy almasına rağmen AK Partinin vekil sayısını düşürmüştür. Eğer Eski uygulama  devam etseydi Ak Partinin vekil sayısı 352 civarında olacak ve yeni anayasayı tek başına yapmak için yeterli sayısı olacaktı. Cumhuriyet tarihinde  üç dönem üst üste  oylarını arttırarak iktidarını  sürdüren tek parti olarak tarihe geçti. Ak  Partinin doğuda hissedilir derecede oy oranının düşmesi ise seçim propagandalarında tekrarladığı aşırı milliyetçi söylemlerdir. Bu taktik bir nebze tuttu. Çünkü milliyetçilerin etkili olduğu Akdeniz kıyılarını  ele geçirdi. Fakat doğuda arzuladığı  oranı yakalayamadı.

CHP ise hem oy sayısını hem de vekil sayısını arttırarak meclise  girdi, ancak verdiği vaatlere ve bazı desteklere rağmen hedeflediği sayıya ulaşamamıştır. Kılıçdaroğlu seçim konuşmalarında  hatırı sayılır oy artışı  sağlayamazsam istifa ederim diyerek % 30’luk bir oranı hedeflemişti. Seçim sonrası yaptığı konuşmada şaşırtmadı % 25,9 ile hedefinin altında oy almasına rağmen kendisini başarılı addederek Vekil sayısını arttıran tek partinin CHP olduğunu ilan etti. Oysa vekil sayısını 112 ‘den 135’e çıkardı. Artış oranı % 20,6 dır. Onca vaatler ile ancak oy oranı bu kadar yükseldi. Bu işten CHP değil Ergenekon tutukluları ile  Demirel’in adamları karlı çıktı. Kaybeden CHP oldu.

Şimdi asıl meseleye gelelim Gerçekten oy ve vekil sayısını arttıran CHP mi BDP’nin desteklediği bağımsızlar mı?.  CHP vekil  sayısını 112 den 135’e çıkararak artış %20,6,lık oranı yakalamıştır. BDP ise vekil sayısını 26 dan 36 ‘ya çıkararak %38,3 ‘lük bir artış sağlamıştır.  Bu durumda  seçimlerin galibi oy oranı bakımından  Ak Parti, vekil sayısı bakımında ise BDP  olmuştur.  Kaybedenler MHP ve CHP olmuştur.

Kılıçdaroğlu yine bahanesini bularak istifa etmedi. Çünkü aile sigortası, kısa askerlik, mazot vs. vs. vaatlerine rağmen yakaladığı  bu oranla kendisini başarılı ilan etti. Bence biraz daha gerçekçi vaatlere yönelmesinde fayda var. Millet Demirel’in  verdiği herkese 2 anahtar vaatlerini unutmadı. Sonuçta bırakın anahtar almayı  halk elindeki anahtarlardan da oldu.

Sonuç olarak, Kim kazanırsa kazansın önemli değil her zaman kazanan ideoloji değil demokrasi olsun.  Çünkü İnsanca, özgürce, ve yüksek standartlarda yaşamanın yolu demokrasiden geçer. Unutulmaması gerekir ki statüko oldukça demokrasi zor gelir. Karar sizin.