Ezan İslam dininde namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için yapılan çağrıya verilen isimdir. Ezân-ı Muhammedî olarak da adlandırılır. Sözlük anlamı bildirmek demektir. İlk ezan 622 yılında okundu. Ezan'dan önce müslümanları namaza çağırmak için çeşitli yöntemler kullanılmaktaydı. Sabit bir yöntemde karar vermek üzere Hz. Muhammed'in de katıldığı istişare toplantılarında ortak bir karara varılmamış olup daha sonraları sahabeden bazı kimselerin (Abdullah bin Zeyd) gördükleri rüyalar sonuncunda mevcut ezan kullanılmaya başlanmıştır. Hz. Muhammed 'in emriyle ilk ezan Bilal-i Habeşi tarafından okunmuştur.

Hazreti Muhammed (S.A.V) efrendimizin  Bilali Habeşiye okuttuğu ezan  bütün dünyada  orijinal şekilde yani Arapça okutulmaktadır. Ve buna herkes saygı duymaktadır. Ancak Komunizmin egemen olduğu ülkelerde ezan tamamen kaldırıldığı gibi bazı ülkelerde de kısmen engellendi yada çeşitli zorluklar çıkarıldı.

Türkiye de ise İlk Türkçe Ezan 3 Şubat 1932'de Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii'nde okunmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile de ezanın sadece Türkçe okunmasına karar verilmiştir. Uygulama 16 Haziran 1950 tarihinde kabul edilen kanuna kadar sürmüş olup, bu kanun ile ezanın okunmasında kullanılacak dil serbest bırakılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 temmuz 1932 tarihli genelgesinden sonra 18 yıl Türkçe ile okundu. Bu uygulamadan hiç bir kesim memnun olmamış ve 1932 yılında yeniden orijinaline dönüldüğü  zaman bütün kesimler tarafından  memnuniyetle karşılanmıştı.

CHP’nin 18 yıl minarelerden okuttuğu ‘Türkçe ezan’ uygulamasını BDP ‘Kürtçe ezan’ biçiminde gündeme getirdi. 20 Mayıs’ta Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde ilk kez Kürtçe ezan okundu. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde BDP ilçe teşkilatının organize ettiği Demokratik Çözüm ve Barış Çadırı’nda 20 Mayıs günkü Cuma namazında Kürtçe ezan okundu. 27 Mayıs Cuma günü ise söz konusu çadırda, Suruç Belediyesi İmamı Abdullah Karsak tarafından kıldırılan Cuma Namazında devlete tepki gösterilen Kürtçe hutbede dini içeriğin yerine baştan sona siyasi içerik aldı.

Hutbe Kürtçe okutulabilir, çünkü genel, bilgilendirici, doğru yola teşvik edici  ve güncel içerik taşıdığı için  rahat anlaşılması  bakımından  ana dilde  okutulabilir .Ancak siyasete alet edilmesi doğru değildir.

Bütün dünyada namaza  davet  olan bir  mesaj olduğu için Arapça orijinalinden okunan ezan herkesin kabulüdür. Tarihler boyunca hiçbir Kürt coğrafyasında ezan Kürtçe okutulmamıştır.  Yüzlerce insan  devrim kanunlarında  inançlarından ödün vermediği için idam edildiler veya hapislerde, sürgünlerde  öldüler. Bu nedenle Ezanda  bizim kutsal bir  değerimizdir. Ahmedé Haniler, Melayé Ceziriler, Faqiyé Bateler, Feqiyé Teyranlar hep ezanı orijinalinden dinleyip öyle icra etmişlerdir.

Bana göre ezanın Kürtçe okutulması talebi, bazı  kesimlerin  ekmeğine yağ sürecektir. Zira onlarda başka dillerde  ezan talep edeceklerdir. Aynı mahallede oturan beş farklı dili konuşan insan topluluğunu düşünün öğle namazı için hangi dilde ezan okunacak? Yoksa beş farklı imam peş peşe kendi dillerinde mi okuyacak?  Bu istek toplumda husumet, kargaşa ve bölücülükten başka hiçbir yarar sağlamaz.

Acaba burada amaç İslam dininin bütünleyici ve birleştirici ortak paydalarını akamete uğratmakmıdır?

Esas amaç nedir? Gelin bazı siyasi  amaçlara alet olmayalım. İnsanlarımız için en hayırlı ve en güzel idealler peşinden koşalım. Birleştirici ve bütünleyici olalım.