Genel bir tabir vardır, kör öldükten sonra  badem gözlü olurmuş. Bunun anlamı şudur; hayatta iken kıymet verilmeyen fikirlerine iştirak edilmeyen ve dışlanan birilerinin  ölümünden sonra  ardından ağlayanlar için kullanılır bu deyim.

Bizim yazılı ve görsel medyamızın tavrına bakın; 1996 seçimlerinde  bir hayli yüksek oy alarak DYP ile koalisyon kuran Refah partisini malumunuz TSK  pek içine sindirememişti. tezgahlanan oyunlar ve  ve bazı medya organlarının pompalamaları ile suni bir gündem oluşturuldu. Fadime  Şahin ve  Müslüm Gündüz olayı gibi. Bu yaratılan kaos ortamının aktörleri olan  medya gurupları, Askerin 28 Şubat  1997 de hükümete bildirdiği kararlarları alkışladılar. Bu muhtıra nedeniyle   Necmettin Erbakan istifa etmek zorunda kaldı. Demirel Hükümeti kurma  görevini Çillere vermeyip hakketmeyen Mesut yılmaza verdi. Bütün bu olayların  altında tetikçi rolü oynayan medya ve CHP alınan bu kararların altına imzalarını atarak destek verdiler. Erbakanı irticacı, sahtekar, yobaz  gibi sıfatlarla aşağıladırlar. Yani demediklerini bırakmadılar.

Üzerinden 14 yıl geçti ve Necmettin Erbakan vefat etti. Allah rahmet etsin yaptıklarıyla öbür dünyaya göçtü gitti. Hocayı hayatta iken gözüne parmak sokup kör ediyorlar. Öldükten sonrada arkasından ağıtlar yakıyorlar. Kör öldükten sonra badem gözlü olur deyimi tam onblar için söylenmiş. Bu günkü manşetlere bakınca gözlerime inanamadım. Ne kadar da  seviyorlarmış . Sadece sürekli  çarkeden biri yine çark ederek yurt dışına çıktı ve cenazeye katılmadı.Onları vicdanları ile başbaşa bırakalım. 

Bir alkışta TSK'ya Necmettin Erbakanın ölümü nedeniyle Hem internet sayfalarından  taziye yayınladırlar, hem çelenk yolladılar hemde orgeneraller düzeyinde cenaze törenine katıldılar.

Ordudan böyle bir yaklaşım kendilerine olan sempatiyi ve güveni daha arttırmıştır. 

Allah Ölene  rahmet eylesin, kalanlarada sabır versin 

Alaaddin