Beşiktaş; Türk futbolunun dinamosu, asırlık çınarı bir takımımız. Ülkenin içinde bulunduğu buhran ve savaşların en şiddetli dönemlerinden  1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü olarak kurulmuş, sayısız başarılara imza atmış, Sanlılar, baba hakkılar, Nico Kovi’ler Lütfüler yetiştirmiş güzide bir  futbol mabedi.

Tarihi  boyunca yakaladığı başarıların altında imzaları olan ancak bu günkü futbolcuların çerez parası kadar  transfer parası kazanan yürekli futbolcular ile bu güne gelen Beşiktaş Yıldırım Demirören döneminde harcadığı para ile bir Beşiktaş daha yaratılabilirdi.  Real Madrid’te ki dev bütçeye rağmen Dikiş tuturamamış Bernd Schuster’in ailenin hovarda ve emeğe acımayan çocuğu misali su gibi para harcayarak   aldırdığı futbolculara bakın çoğu avrupanın büyük kulüplerinde oynaya bilirler. Ancak doğru dürüst forma şansı bulamazken tıkır tıkır paralarınıda  alıyorlar. Buna rağmen takımın haline bakın. Quaresma ile Fernandez Guti’ye ödenen paranın yarısı kadar harcamayla  harikalar yaratan kayseriye, Gaziantep’e ve Bursaspor’a bakın. Demek para ve şöhret yetmiyor. Ruh ve inançta lazım.

Bu gidişle Beşiktaşın istenilen seviyeye gelmesi imkansız gibi görünüyor. Kulüp büyük çalkantı ve depremlere gebe gibi duruyor.  Başarısızlıklar borsada da etkisini gösteriyor. Kısacası fırtına öncesi sessizliğin hakim olduğu beşiktaş’ta Schuster ve Demirörenin  akibetlerini kestirmek mümkün. Taraftar transferleri sahada  ruhları ile görmek istiyor.Ama nerede …..

Takımda ne bir sistem nede tatmin edici bir futbol mantalitesi var vaziyet parlak görünmüyor. Doğrusu sormadan edemiyoruz… Beşiktaş nereye koşuyor..

sportman