ŞEMSİLER YADA ŞEMSİTLERŞEMSİLER YADA ŞEMSİTLER
ÖNCELİKLE, BU HALKI ŞEMKİ YADA ŞEMSİKİ AŞİRETİ İLE KARIŞTIRMAMAK GEREKİR, ÇÜNKÜ FARKLI AŞİRETLER OLUP, BİRİBİRİLERİYLE HERHANGİ BİR BAĞLARI YOKTUR
İtalyan din adamı papaz, R,P, Giuseppe campanile’nin 1802 yılında gerçekleştirdiği Mezopotamya gezisi sırasında Şemsiler yada şemsitler hakkında o tarihte yayınladığı makalesini aynen aktarıyoruz; Bu mezhebin mensupları günümüzde (1802) Mardin de yaşar ancak buraya ne zaman geldikleri bilinmez. Bazı kaynaklar bu ailenin buraya Hindistandan göç ettiklerini söylerler. Kimileride bu halkın çok uzun zamandır Mardin’e bağlı köylerde dağınık halde yaşadığını ileri sürerken bazı kaynaklar da bir takım temellere dayanarak bu topluluğun Yemen topraklarında yaşadıklarını ve orada meydana gelen ayaklanmalardan dolayı bazı ailelerin kaçarak Mardin’e gediğini iddia ederler. Günümüzde kesin olarak bildiğimiz şey bu mezhep üyelerinin bir kısmının Sultan Mustafa döneminden beri Mardinde Yakubi Süryaniler ile karışık olarak yaşadığıdır. Bu padişah eyaletlerinde yaşayan Hristiyanları ve Yahudilerin İslam inancını benimsemelerini, aksi halde imparatorluğundan ayrılmalarını emretmişti. Reis’ül İslam Müftülr, kadılar ve sarayın diğer ileri gelenleri bu emrin uygulanmasına karşı çıkmışlardır. Padişaha bizzat Hazreti Muhammedin bir uzlaşma aracılığı ile hiristiyanları ve Yahudileri koruma altına alındığını anlatmışlardır. Bununla birlikte Padişahı belli bir ölçüde memnun etmek için Kanun olarak bir kitaba sahip olmayan herkesin Osmanlı imparatrorluğunu terk etmesini önerdiler. Dini liderleri ile yaşamak üzere dağlara çekilen Yezidileri, Dürzileri, Nizarileri vb. örnek alamayacak kadar az ve zayıf olan Şemsiler yaşadıkları yerleri terk etmek istemediler. Boyun eğmedikleri taktirde tehdit edildikleri, ölüm cezasına çarptırılmamak için görünüşte Süryani Yakubilerle birleşir ve Hristiyan dinini benimser gibi davrandılar. Gururu okşanan Yakubiler onlara kefil oldular. Bir süre sonra öfkenin dağıldığını gören Şemsiler Hristiyanlığı tamamen unutmak istediler ve Putperestliğe geri döndüler. Daha doğrusu eski inançları olan putperestliği devam ettirdiler. Sonunda 1693 yılında Sultan Murat bağdat’ı Perslilerin elinden almak için büyük bir ordu ile Mardin’den geçerken Süryaniler Şemsileri putperestlikle suçlama fırsatı buldular. Eyaletlerinde putperest istemeyen sultan onlara islamı benimsemelerini mretti. Parasını çarçur etmek isteyen ya da hiçbir geçerli sebep olmaksızın bu topluluğa hristiyanlığı kabul ettireceğine inanan Yakubi Patrik, Sultana yüklü bir meblağ ödedi vu bu insanları satın alarak onları Yakubi Hristiyan olmaya zorladı. Ancak Şemsiler buna ayak direyerek patriğin nüfuz girişimlerine asla teslim olmadılar. Aralarında 70 yıl süren bir çatışma oldu.Sonunda 1763 yılında Şemsiler yine para ödedikleri Türk hükümeti tarafından korunan Yakubilerin şiddetli tehditleri karşısında , Hristiyan benimsemek üzere onların kiliselerine gitmek zorunda bırakıldılar. O zamandan beri şemsiler hep Yakubi Hiristiyanlar olarak değerlendirildiler. Ancak bu mezhebin mensupları, Hiristiyanlarla yalnızca dışarıdan görünen birkaç tören konusunda hemfikirdirler. Kiliseye giden iki yada üç kişiden fazla bulunmaz.Ve bunlarda hristiyan olmamakla suçlanmamak için kiliseye arkadaşları tarafından gönderilirler. Şemsist veya Şemsi kelimesi Arapçada güneş anlamında gelen Şems ya da Şemsi sözcüğünden gelir.Böylelikle bublara şemsist adı verilir.Çünkü bunlar güneşe taparlar. Güneş doğarken üç kere yerlere eğilirler. Evlerinin kapıları hep doğuya bakar. Aynı zamanda Öküz ve ineğe büyük saygı duyarlar. Yeni doğan çocuklarını Yakubi bir papaz vaptiz eder. Onları kendi has usullerince günah çıkarmaya zorlar yani diğerleri ile aynı anda Konfiteor Duası’sını etmeleri ile hepsi günahlarından aklandığına inanırlar. Kudas ayininden geçerler. Pazar ayinin dinlerler ve Yakubiler tarafından zorlandıkları Hristiyanlıpın tüm dışarıdan görünen gereklerini yerine getiriler. Evlendiklerinde de kutsanmak için bir Yakubi rahibe başvururlar. Yakubiler ya da başka hristiyanlar bir çok kez onların kızları ile evlenmeye çalışmış ama Şemsiler bunu asla kabul etmemişlerdir. Göründüğü kadarıyla Şemsiler günümüze kadar kendi öz inançlarından vaz geçmemişlerdir. Yılda üç defa bir araya gelirlerGizlice süt kuzusu biçiminde hamurdan bir put yaparlar ve bunu yalnızca başını örterek kalaydan büyük bir leğenin içine yerleştirirler. Putun önünde dua ederler. Yere kapanırlar ve onu büyük bir saygıyla öperler ve bir çok başka tapınma hareketlerinde bulunurlar. Bu törenlerin sonunda on iki kişi olan tarikatın liderleri putu küçük parçalara ayırır ve bunları yardımcılarının ağzına koyarlar. Başka duaları olup olmadığı bilinmez. Ancak dini inançlarını içeren bir kitapları bulunmaz. Şarkı söylemekten çok keyif alırlar.İyi vakit geçirmeye ve eğlenmeye pek düşkündürler. Türklerle konuştuklarında Türk olduklarını ,yahudilerler konuştuklarında Yahudi olduklarını ve Hristiyanlarla konuştuklarında Hristiyan olduklarını söylemekle övünürler. Günahlarının kıllarına takıldıklarıa inanırlar, dolayısı ile bir öldüğünde onun saçlarını ve sakallarını yolarlar. Böylelikle ölen kişinin günahlarının azalmasını sağladıklarına inanırlar.Ölümün ardından öbür dünyaya çabuk varması için merhumun gırtlağından içki dökerler. Cennete giriş parası olarak ölenin avucuna altın para koyarlar. Ölüyü gömmek üzere Yakubi bir rahip gelir ama ceset biraya yatırılmadan ve çivilenmeden rahibin ona yaklaşmasına izin vermezler. Bu tarikat sayıca azalmıştır tahminen sayıları 50 aile kadardır. Kadınlar bölgede yaşayan diğer kadınlardan giydikleri beyaz palto sayesinde ayrılırlar. Hepside Mardin Şehrinin içinde yaşarlar. Yoksullardır ve pek sefil biçimde yaşarlar (1802 yılının bilgilerindir bunlar , günümüzle kıyaslanmamalıdır.) Onlar hakkında fazla bilgi elde etmek imkansızdır. Çünkü yakalanmak ve putperestlikle suçlanmamak için her şeyi en gizemli şekilde yaşarlar.
Not: bu bilgiler 1802 yılına ait bir makaleden derlenmiştir. Tamamıyla İtalyan Rahip Gıuseppe Campaline’nin izlenimleridir.
|
ŞEM 02/04/2023 15:30
KÜRT AŞİRETLERİNİN ALDIĞI EKLER Kİ -KAN-Tİ-AN -LU- VB DİRLER KÖK AYNIDIR YÖREDEN YÖREYE YADA HAKİMEYETİ ALTINDA BULUNDUKLARI DEVLETLER YADA DÜŞMAN AŞİRETLER ADLARINI KİRLETMİŞLERDİR.ZIRKAN ORJİNALI ZERKAN DIR BERAZAN ORJİNALI BERZAN DIR ŞEYHBIZINI ORJİNALI ŞAHBAZ DIR VB
DEĞİŞMİŞTİR Misafir - SERHAT
şemski,şemkan 24/02/2023 16:22
Dersim ,Çemişkezek, Ovacık, Pertek (Mardin Midyat,Iğdır.Midyat,Kozluk,Adilcevaz,Başkale,Gürpınar,Muradiye,Van,Diyadin, Mencil,Rustemabad 1920 da 900 malıwan hene Irakıda niziki hoza Dızeyıda dıjin Misafir - Nihat
evdıleyı aliyi çeto torunu ramazan sarı 02/12/2013 21:32
yanık çukur köyünde kürçe TENDULLEK RAMZAN SARI ŞEMISKI AŞİRET milletı dürüstdur biraz asabeli dikrator dur bunun sebebi ne hakeret eder nede hakaret sever Misafir - ramzan sarı
|