Ademi ve Hamza Begi Şemskanlıları![]() HACI ŞEMSEDDİN İLE HAMZA BEG AYNI DÖNEMDE Mİ YAŞAMIŞLARDIR ?
Hacı Şemseddin ile Hamza Beg hakkında resmi kayıtlara dayanmayan ancak sözlü beyanlara dayalı o kadar rivayet ve masalımsı olaylar anlatılıyorki doğrusu gerçek ile gerçek dışı beyanları ayırd etmek imkansız hale gelmiştir. Halk arasında yaptığımız bir çok araştırmada, bu çarpık ve asılsız bilgiler hemen kendini göstermektedir. Öyleki, kimi Hamza ile Şems kardeştir, kimi de Şemseddin şemskanlıdır, ama Hamza beg’in Şemskanlı olduğu şüphelidir, çünkü Hamza Beg Begzadedir. Gibi ifadeler kullanmaktadır. Bu bilgi genel olarak halk arasında bu şekilde bilinir. Kimiside Hamza Beg ile Hacı Şemseddin akrabadır ama birbirilerin yakınlık derecesini bilmediklerini ifade ediyorlar. Unutulmamalıdır ki Hamzabegiler en has Şemskanlı ailelerdendir. Hemde Şemskanlıların Beylerinden olup genelde beylerinin isimlerinin sonunda Han ibaresi vardır. Bu nedenle, söz konusu bilgi kirliliğini bir nebze ortadan kaldırmak için, bu güne kadar yapılan araştırmalardan derlediğimiz gerçeğe en yakın olanını paylaşmakta fayda görüyoruz Özellikle Ağrı bölgesinde yaygın olan bilgilere göre , Seyyid Hacı Şemseddin yedi kardeşi ile Cizre – Botan bölgesinden Doğu Beyazıt’ın Zorava köyüne gelerek buraya yerleşmiş ve buradan bölgeye yayılmışlardır. Ve yine anlatılanlara göre, Şemseddin ismine binaen kendinden sonra gelen torunlarına Şemskiler denilmiştir. Diğer Zilan ve Dilxeyran aşiretlerinin kollarından olan Zetoyi, Badoyi,Hemoyi,Redoyi,Nezoyi, Kaski, İskoyi, Tajdoyi, gibi aşiretlerin de Şemsedinin kardeşlerinin torunları olduğu şeklinde bilgiler halk arasında oldukça yaygındır. Ama Van,Siirt, Batman, Diyarbakır, ve İrandaki Şemskilerin tabi olduğu Hamza Beg’den hiç bahsedilmez. Hatta Hamza Beg’in Seyyid Hacı Şemsedine olan yakınlık derecesini de kimse pek bilmez. Secere bilgileri ile yapılan araştırmalarda Vandaki Şemskiler ile Ağrı bölgesindeki Şemskilerin bilgileri arasında irtibat kurulamamaktadır. Şunun da iyi bilinmesi gerekir ki Seyyid Hacı Şemsedin olarak bilinen Zat, Şemskilere ismini veren ilk dedeleri yani "Şems" değildir. Çünkü Şems olarak bilinen ilk lider, Ebu Muzaffer Şemsul Mulk Emir Cafer bin, İsa Bin Yayha olup, Miladi takvime göre 1076 yılında İran’ın Tebriz veya Xoy şehrinde dünyaya gelmiş ve 1141 yılında aynı yerde vefat etmiştir. Lakabı Emir beg olan Muhammed Ziya ile büyük islam delaili Sa’de isminde iki oğlu vardır. Dolayısıyla, Botandan geldiği iddia edilen Hacı Şemsedin’in ismine istinaden bizlere Şemskanlı deniilmesi gerçek değildir. Hacı Seyyid Şemsedin büyük bir zat olup, Osmanlı Kethüdası olarak mahiyetindeki bütün Şemskilere liderlik yapmıştır. Ancak hakkında Osmanlı arşivlerinde çok az bilgi mevcutttur. Şöyleki; 1518 (H.924) Tarihli Tapu Tahrir Defterine Göre Siverek Sancağına bağlı Özellikle mardinin bazı bölgelerinde, yaşayan ve H. 932/M. 1526 yılında Denabili/Şemski kolu olarak bilinen bu cemaatin Lideri Şemseddin Kethüdadır.(Not: Kethüda: osmanlı memurluklarından biridir. muhtardan ziyade vekil demek daha doğru olur.bağlı olduğu amirlik adına işleri yürüten,memurluğunu yapan demektir.Kethüda Halka karşı devleti temsil eden kişi olup, Ordunun konaklaması, mahallenin yönetim ve idâresi, devlet ricalinin ağırlanması vs. gibi sorumlulukları vardı. ) Bu Zatın himayesindeki haneler hakkındaki bilgiler şu şekildedir; Suruc sancağına bağlı, Bennak,Acuz, Arabiye dağı(Mardin) ve çevresi ile ömeri halkından mütevellit 300 civarında hane kedisine tabidir. Buraya hangi tarihte yerleştikleri bilinmemekle beraber , 1552 tarihli tahrir kayıtlarında ise kendisine tabi bu yörelerde sadece 1 köy 1572 de ise 2 köy bulunmaktaydı. Hamza Bey hakkında ise tıpkı Hacı Şemseddin gibi pek az bilgi bulunmaktadır. Ağrı ,Adilcevaz ve Erciş yöresindeki Şemskilerin hemen hemen tamamının serecere bilgileri Şemseddin’in oğlu Bekire dayanmaktadır. Oysa İran, Kuzey Irak, Van, Batman,Diyarbakır ve Siirt yöresindeki Şemskilerin secere bilgileri derlendiğinde Hacı Şemseddin ve oğlu Bekirle bağlantılı olmadığı görülmektedir. Bu bilgi bize Hamza Beg’in Mensubu olduğu Şemski boyu Hacı şemseddin’in Mensubu olduğu boy daha eski tarihlerde biribirilerinden ayrılarak farklı yerlerde yaşamışlardır. Sözlü beyanlara göre Hamza Bey Musul civarında yaşamış uçsuz bucaksız yaylaları olan biri olup mezarı bu bölgede olduğu şeklindedir. Kimilerine göre ise Iraktan Siirt civarına göçerken burada hısımları olan Emer Aga’yé sor isimli bir bey ile yerleşim yeri sebebiyle Pervaride çatışır, her iki taraftan da bir çok savaşçı ölür, ancak Hamza bey söz konusu bölgeyi ele geçirir ve bu bölgedeki vadiye “Boriya şemska” yani Şemsika geçidi adı verilir. Rivayet edilirki Pervari kırsalında bu savaşta hayatını kabdenleri defnedildiği yüzlerce Şemskanlı mezarı bulunmaktadır. Başka bir rivayette ise Hamza Bey bilinmeyen bir nedenle İrana geçer ancak yıllar sonra yoksul bir vaziyette Van’a gelir burada akrabalarını etrafında toplar ve aşiretine liderlik eder. Bir Başka rivayet ise Hamza küçükken babasını kaybeder, Annesi begé vasıtasıyla büyütüldüğü için kendisine Begé nin oğlu anlamına gelen Hemzeyé Begé olarak çağrılmış dolayısıyla himayesindeki Şemsilere de Hemzebegi demişlerdir. şeklinde rivayet edilmektedir. Iraktaki yaşantısı ve yaylalarının olduğuna dair bilgiler, Osmanlı Tahrir kayıtlarında bahsi geçen Hamza Beg bilgileri ile kısmen örtüşmektedir. Doç.Dr.Mehdi İlhan’ın( Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi) XI yüzyılda Şehrizol Vilayeti isimli araştırmasında, Hamza Beg’den kısaca şöyle bahsedilmektedir; Şehrizol vilayeti, Kuyud-i Kadime Arşivinde ki 1560 tarihli tapu tahrir defterinden anlaşıldığına göre, Hamza Beg’in yönetimindeki bölge onyedi nahiyeye ayrılıyordu. Şehrizol livası hariç Kelaş, Pak, Davudan , Dulhavran ve Karatağ livaları aynı zamanda birer nahiye idiler. Ancak daha ziyade timar dağılımına göre düzenlenen aynı defterin icmal kısmında liva sayısının Şehrizol dahil 10’a çıktığını görüyoruz. Tüm bu liva ve nahiyeler kesin olarak Şehrizol vilayetinin merkezi olan ve Mir- i Miran Hamza Beg'in oturduğu yer olan Zalim kalesinden idare ediliyordu. Diğer Liva mirleri şüphesiz kendi liva merkezlerinde ikamet ediliyorlardı. Diğer beğlere ve hatta padişah hassına göre hemen hemen iki misli geliri olan Şehrizol Beylerbeği Hamza Beg'in geliri 559.511 akçeye ulaşıyordu. Mir-i Miran Hamza Beg hemen hemen Şehrizol vilayetinin tüm gelirinin %25'ini alıyordu. Hamza Beg her yıl yaylalara çıkan halktan belli oranda vergiler almaktaydı. Ancak İran ve Hakkari civarından gelen akrabalarından vergi almadığı bazı rivayetlerde geçmektedir. Hamza Beg’in Yezidi inancını benimsediği hakkında bir görüş mevcut ise de Yine 1560 tarihli Tapu tahrir kayıtlarında, Hamza Beg’e tabi Zelm Kalesi ve bağlı köylerindeki nüfus’un inanç yönünden dağılımı şu şekilde belirtlimiştir.; Toplam nüfusu 25,352 olan Şehrizol vikayetinin nüfusunun %99'ua Müslüman olup ancak %1'den daha azı diğer inanç sahiplerinden oluşuyordu. Bu durumda %99 yakın kısmı müslüman olan bir toplumun başındaki Mir-i Miran (Beyler Beyi) ‘ın yezidi olması düşünülemez. Aynı kayıtlarda 1551-1574 tarihleri arasında Zalm Kalesi hakimi Serhab(Sörhab) adlı bir Mirdir. Bu durumda Hamza Beg’in bu tarihler öncesi buradan buradan ayrıldığı yada vefat ettiği ihtimali ortaya çıkıyor. Hamza Beg’in buradan Van Hoşab yöresine mi yoksa Kotur ve Khoy bölgesine mi göç ettiği net olarak bilinmemektedir. Buna bağlı olarak Şerefname ise Van livasında birirbirine akraba olan ve farklı zamanda yaşayan iki Hamza Bey’den bahsetmektedir. Birincisi, Yine Hamza beg ile aynı dönemde yaşamış olan İvaz oğlu Hamza Beg’dir. Bu beg’den Mir-i Miran olarak bahsedilmez. Mahmudi Aşireti içinde yaşamış ve kızılbaş Beyi Deli Piri ile çatışarak bu beyi öldürmesi neticesinde Şah Tahmasb tarafında uzun süre İranda hapiste tutulduktan sonra serbest bırakılmış, ancak Dınbıllı Beyi Hacı Bey’in yanında uzun süre göz hapsinde kaldıktan sonra buradan kaçarak vana gelmiş ve akrabalarını etrafına toplayarak yeniden bey olmuştur. Şahın Kışkırtması ile Dınbıllı Hacı bey tarafından tuzağa düşürelerek öldürülmüştür. Bu bey’in şemskanlı Hamza Beg ile aynı kişi olup olmadığı tartışmalıdır, zira Şemskanlı Hamza Beg’in öldürüldüğüne dair bir söylenti veya kayıt bulunmamaktadır. İkincisi ise; 1594 yılında Bagiri, Salduz ve Merağa beylikleri yapmış olan Mansur Bey’in oğlu Hamza Beydir. Hamza Bey Kardeşi Kubat bey ile beraber mirlik yapmıştır. Bu bey de Şah Haydar destekli Mukuri aşireti ile yapılan savaşta kardeşi Kubat Bey ile beraber öldürülmüştür. Bu bey’in yaşamış olduğu dönem itibari ile Şemskanlı Hamza Beg ile aynı zat olma ihtimali yoktur. Şunu da belirtmekte fayda vardır. Hamza Beg her kadar müslüman olarak kabul edilse de himayesinde başta Dasiniler olmak üzere , Mend ve Mukuri ailelerinden müteşekkil on binlerce yezidi ailesi de bulunmaktaydı. Bilinen bazı Yezidi kaynaklarında Hamza Beg’den kısaca bahsetmektedir; Yezidi tarihini irdeleyen “Şeyxan u Şeyxan Begi” isimli eserde ise Hamza Beg’in seceresi hakkında şu bilgileri vermektedir; Bu eser’e göre Hamza Bey Dewreş Adem hanedanındandır. Secere Dewreş Adem den başlamak üzere; ardından oğlu Mir İbrahim, oğlu Mir Şeyx Ebubekir, (Ebubekir’in iki oğlu omuştur: Mir Mensur ve Mir Melek ) Mir Melek’in oğlu Mir Mıhemedé Batıni (Mir Mıhemedé Batıninin oğulları, Mir Hadi Beg ve Hamza Beg, Hamza Begden sonra Mir Zeynelé Çev bı Xal, Mir Hesené Mezın Mir Hesené Pıçuk, Mir Süleyman, Mirxan gibi beylerden bahsetmektedir. Yukarıda bahsi geçen Hamza Begler ile Şemskilerin Mir-i Miran’ı Hamza Beg hakkındaki bililer birileri ile fazla örtüşmemektedir. Ancak Zalm Kalesi Beyler Beyi Hamza bey ile Şemskanlı Hamza Bey’in bilgileri genellikle örtüşmektedir. Musul ve Şehrizol civarından Hamza bey vasıtasıyla göç eden Şemskanlılar genelde Ağrı civarında yaşayan Şemskanlılarla olan diyalogları,Irak ve İranda yaşayan Begzadelere göre daha azdır. İran Kaynaklarında Begzadelerden çok asil, görkemli arap bedevi çadırlarında yaşayan, iyi ve cins at yetiştiriliği yapan zengin ve karizmatik bir aşiret olarak bahsedilmektedir. Doktor Celilé Celil’in XIX yüzyıl Osmanlı imp.’da KÜRTLER isimli kitabın 25. Sayfasında İngiliz yarbay J.Shiel’in “Notes on a journey irom tebriz through kurdistan via Van, Bitlis, Ceert, and Erbil to suleymaniyeh in Huly and Augst 1836 journal of the geographic society 1838 vol. Vııı isimli dergisinde yayınlanan makalesinden yaptığı alıntıdan Hamza begilerin 1836 yılında Van ilinin doğusunda 200 çadırda yaşadıklarını, Çok güzel bedevi çadırlarına benzeyen çadırların önünde asil ve değerli atlara sahip oldukları gibi son derece misafirperver ve iyi at binicileri olduğunu ifade etmiştir. Yukarıda açıklanan detaylı bilgiler ışığında Hamza Beg ile Hacı Şemseddin’in Kardeş veya aynı dönemde bir arada yaşadıkları yönünde bir iddianın doğru olmadığını göstermektedir. Farklı yerlerde yaşamış ancak biribirleri ile irtibatları kopmamış aynı aşiretin iki lideridir. Biri Suruç Sancağına bağlı Mardin, Arabidağıdan, Ömeri gurubu ile beraber muhtelif zamanlarda Van yöresine göç etmiş , Diğeri ise ırak ve İran tarafından değişik yollarla aynı bölgede buluşmuşlardır. Mardın,Suruç ve ömeriye ceziresinin bazı kesimlerinden Vana göç eden Şemskanlılar önce Erzurum taraflarına kısa süre yerleşmişlerse de oradan Van Sancağına göç ettikleri sözlü beyanlarla anlatılmaktadır. Bir çoğu kendilerinden Şemski değil de Ademi olarak bahsetmektedir.
Derleme:Memedé Kazım Not:Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan www.semskiasireti.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz... |
3572 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |