![]()
Alaattin ELEGEZ
alaaddin@semskiasireti.com
Gezi Olaylarının Arkasındaki Kirli Eller ve 3.Hava Alanı
22/04/2014 Türkiye de demokratik hakların yavaş yavaş iade edilmesi,
türbanlıların devlet kurumlarına alınması, yükselen ekonomi, ve bölgede
hissedilen devlet ağırlığı,Siyonist zülmüne direnen tek ülke olması İsrail,
İngiltere,Almanya ve İran olmak üzere bir çok ülkeyi rahatsız etti. Buna
dur demek için harekete geçen bu güçler ülke içinden destek almaları
gerekiyordu. Yani kaleyi içten yıkmak gerekiyordu. Bunun için “Gezi ruhu
“ kisvesi ile Taksim meydanındaki birkaç ağacı bahane eden belli marjinal
guruplar biçilmiş kaftandı. Aslında hedefleri sökülen ağaçları
kurtarmak olmayan bu guruplar, taksimden sökülüp başka parklara dikilen
ağaçları gerekçe gösterip ülkenin altını üstüne getirdiler, arabaları yaktılar
otobüslere Molotof attılar, attılar,yaktıklar, yıktılar, her tarafı.
harabeye çevirdiler. Oysa bu ağaç sevdalıları(!) ormandan kestikleri çam
ağacını Noel için süslerken hiçte acımıyorlar. İşte bu kişiler çıkardıkları rezalet sırasında Başbakana isteklerini
sıraladılar; 3,Köprü yapılmasın, 3.Hava alanı projesi yok sayılsın, Kanal
İstanbul açılmasın gibi isteklerinin yerine getirilmesi haline olayları
sonlandırabileceklerini ifade ettiler. Peki bu projelerden size ne? Belli ki
içeride ve dışarıdaki güçler böyle istiyordu. Kanal İstanbul açılmasın demelerinin altındaki gerçeklerin ne kadar
önemli olduğuna bakalım; Lozan antlaşmasına göre, Dünyanın en işlek boğazı yol geçen hanı gibi
gelen geçiyor giden geçiyor. Hatta tehlikeli madde taşıyan
tankerlerden ücret talep edemiyoruz. Ama dünyaya baktığımız zaman
Cebelitarık boğazı sahibi ülkenin geçiş için milyarlarca dolar gelir elde
ettiğini geziciler gibi bütün dünya biliyor. Oysa Boğazlardan geçen belirli devletlerin hiçbir ticari gemisinden ve
vergi adı altında ne de klavuzluk hizmetleri olarak Lozan ve montrö
antlaşmalarındaki bağlayıcı maddeler yüzünden dünyanın en işlek boğazına sahip
olduğumuz halde 5 kuruş alamıyoruz. Bunun nedeni ise 24.Temmuz 1923
yılında imzalanan Lozan antlaşmasının 23. Maddesi ile yediğimiz kazıktır.
Lozan Barış Antlaşmasının 23. Maddesi aynen şöyledir: "Bağıtlı
Yüksek Taraflar, Boğazlar rejimine ilişkin bugünkü tarihli yapılmış olan
Sözleşmede öngörüldüğü üzere, Çanakkale Boğazı'nda, Marmara Denizi'nde ve
Karadeniz Boğazı'nda, denizden ve havadan, barış zamanında olduğu gibi savaş
zamanında da, geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) serbestliği ilkesini (yani ücretsiz
geçiş) kabul ve ilan etmekte görüş birliğine varmışlardır. Bu sözleşme, Yüksek
Taraflar bakımından, sanki bu Antlaşmanın içindeymiş gibi, ayni güç ve değerde
olacaktır." Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler (çeviren Seha
L.MERAY), Takım II, cilt 2, Ankara,1973, s.8” Boğazlar meselesinde yediğimiz 2. Kazık ise 20 Temmuz 1936 tarihli
Montreux(Montrö) boğazlar anlaşmasıdır. Bu antlaşmadaki boğazlar meselesi
Lozan Antlaşmasının 23. Maddesine atfen 2. Ve 10. Maddeleri konulmuştur.
2.Maddenin içeriği şudur; KESIM I. TICARET GEMILERI ,MADDE 2. Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa
olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem
(formalite) olmaksızın, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam
özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler, Boğazlar'in bir limanına
uğramaksızın transit geçerlerken, Türk makamlarınca, alınması işbu
Sözleşmesinin I şayili Ek'inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka, bu
gemilerden hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır. Tam bir felaket olan 10. madde deki kazığın mahiyeti ise şudur; MADDE 10. Barış zamanında, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı
gemiler, ister Karadeniz'e kıyıdaş olan ister olmayan Devletlere bağlı
bulunsunlar, bayrakları ne olursa olsun, Boğazlara gündüz ve aşağıdaki 13. ve
sonraki maddelerde öngörülen koşullar içinde girerlerse, hiçbir vergi ya da
harç ödemeksizin, Boğazlardan geçiş özgürlüğünden (Ücretsiz geçiş)
yararlanacaklardır. Her iki antlaşmada görüldüğü üzere dünyanın en önemli geçiş trafiğine sahip
olan Türkiye, Hem Çanakkale boğazından hem de Karadeniz(İstanbul)
Boğazından geçişlerde gerek ticari ve gerekse diğer gemilerden
kılavuzluk veya herhangi bir kalem için metelik almadan geçişlere
mecburen izin vermektedir. Bu hususta Yıllık zarar ise 30 milyar doların
üstündedir. Bu günkü hükümet bu büyük pastadan pay alamamanın sıkıntısı ile Kanal
İstanbul projesini hayata sokmaya çalışmaktadır. Çünkü yeni açılacak kanal
İstanbul bu iki felaket antlaşma hükümleri dışında olacaktır. Hava ve çevre
kirliliğini öne sürüp boğazları ticari veya askeri bütün gemilere
kapatıp, neredeyse bir asra yakındır boğazlar antlaşması
nedeni ile meydana gelen kaybımızı Kanal İstanbul ile
telafi etmeye çalışacaktır. Bu antlaşmaların hükmü 2023’te bitecek ve boğazlar özgürlüğüne
kavuşacaktır. Haliyle ekonomiye katkısı tartışmasız çok büyük olacaktır.
Zaten hükümet her defasında hedef 2023 ‘ü boşuna söylemiyor. Boğazlar yolu ile büyük ticari kazanç gerçekleştiren devletler bu
sebeplerden ve Türkiyenin istikrar sağlamasından rahatsızlar. Dolayısı
ile kendi menfaatleri doğrultusunda kaleyi içten yıkmak için
gezi olaylarını hem finanse ediyor hem de kışkırtıyorlar. Emperyalistler ile Gezi olayları provokatörlerinin desteklediği Gezicilerin
olaylara gerekçe gösterdiği Diğer önemli bir meselede 3.Hava alanı
projesidir. Bilindiği gibi Luthfansa hava alanı (Deutsche Lufthansa AG ) Almanya’dadır. Avrupa'nın en büyük dünyanın ise 2. en büyük havayolu şirketidir. Lufthansa yarı özel yarı kamusal şirket olup Almanya'nın en önemli markalarından biridir. Almanya'nın ulusal havayolu şirketidir. Kendi bünyesinde yaklaşık 100 ülkede 200 çeşit uçuş noktasına ve diğer ortak havayolları ile dünyada yaklaşık 410 uçuş noktasına hizmet sağlamaktadır. 2008 yılında dünyanın en iyi hava yolu şirketi seçilmiştir. Lufthansa'nın filosu Avrupanın en büyük havalimanı olan Frankfurt Havalimanında bulunmaktadır. Lufthansa AG ayrıca Swiss International Air Lines ve Austrian Airlines'ın sahibidir. Lufthansa 1997 yılından beri her yıl dünyadaki en iyi transatlantik seçilmektedir. Bu unvanını hala muhafaza etmektedir. Dünyanın en çok kar eden 2. Hava yolu şirketi olan Luthfansa, 3.İstanbul Hava alanı projesi ile ister istemez rahatsız oldu, kaymağı belki de % 50’nin altına düşecektir. Dolayısı ile bütün kozlarını ileri sürerek 3. Hava alanını projesinin gerçekleşmemesine çalışmaktadır. Yukarıda anlattığımız gibi gezi olaylarının figüranlarını kullanmak onlar için en ideal formül idi. Almanya bu korkusunda kendisine göre haklıdır, zira Türkiye 3.hava alanını açarsa yıllık 80 ile 100 katrilyon lira Almanya’nın yerine Türkiye’nin kasasına girecek. Zaten Bu büyük maddi kaybı yaşamak istemedikleri için gezi olayları içinde cirit atıp duruyorlardı. Kısacası takke düştü kel göründü, Türkiyeyi kaosa sokarak büyük maddi kayıplara, ölümlere, tutuklanmalar ve her türlü negatif gelişmelere neden olayların arkasında kimlerin rol oynadığını , figüranları organize şekilde oynatanları her kes gördü. Bunların niyetlerini okumak için müneccim olmak gerekmiyor. Türkiyeyi 3.dünya ülkeleri seviyesine indirme çabalarına destek verenler umarım uykudan uyanırlar. Ortalığı savaş alanına çevriren, masum insanların ölümüne
sebebiyet veren Gezi olaylarını demokratik hak olarak gören
muhalefete, Atatürk’ün askerleriyiz deyip her tarafı yıkıp yakarak Atatürk’ün
kemiklerini sızlatan gezi zekalılara, Türk bayrağının sopaları ile cam çerçeve
indiren gözü dönmüşlere, camilerde öpüşüp bira içen günahkarlara
Şimdi sormak lazım, siz kime hizmet ediyorsunuz..?. . Alaaddin Keklik www.semskiasireti.com
UYARI: Bu sitedeki bütün
materyallerin her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı
yapılamaz ve kopyalamak suretiyle elektronik ortamda kullanılamaz ve
kitaplaştırılamaz. Not:Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları
okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan
www.semskiasireti.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz...
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Selçuklu - Kürt İlişkileri ve Malazgirt Savaşında Kürtlerin Rolü - 01/10/2013 |
Selçuklu - Kürt İlişkileri ve Malazgirt Savaşında Kürtlerin Rolü |
ERİVANDAN GÖÇ EDEN ŞEMSKANLILAR İLE DİĞER AŞİRETLERİN 16, VE 20, YÜZYILLARDAKİ TOPRAK TALEPLERİ - 10/11/2012 |
ERİVANDAN GÖÇ EDEN ŞEMSKANLILAR İLE DİĞER AŞİRETLERİN 16, VE 20, YÜZYILLAR ARASINDAKİ TOPRAK TALEPLERİ VE MADDİ KÜLTÜRÜ |
KLASİK KÜRT EDEBİYATINA EMEK VEREN ŞAİR, TARİHÇİ VE YAZARLARI - 01/05/2012 |
KLASİK KÜRT EDEBİYATI NA EMEK VEREN ŞAİR, TARİHÇİ VE YAZARLARI |
TARİHE MAL OLMUŞ ÜNLÜ KÜRT KADINLARI-1 - 14/03/2012 |
TARİHE MAL OLMUŞ ÜNLÜ KÜRT KADINLARI-1 |
SEYİT RIZA VE DERSİM İSYANININ SEBEPLERİ - 21/11/2011 |
SEYİT RIZA VE DERSİM İSYANININ SEBEPLERİ |
AKLINIZDA BULUNSUN - 03/11/2011 |
AKLINIZDA BULUNSUN |
GÜN, BİRLİK , BERABERLİK VE KARDEŞLİK RUHUNA SAHİP ÇIKMANIN GÜNÜDÜR - 20/10/2011 |
GÜN, BİRLİK , BERABERLİK VE KARDEŞLİK RUHUNA SAHİP ÇIKMANIN GÜNÜDÜR |
UFUKTA BİR REFERANDUM DAHA GÖRÜNÜYOR - 04/10/2011 |
UFUKTA BİR REFERANDUM DAHA GÖRÜNÜYOR |
İSLAMCILIK SAİD NURSİ VE KÜRT SORUNU - 17/09/2011 |
İSLAMCILIK SAİD NURSİ VE KÜRT SORUNU |
![]() |