• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/semskiasireti
  • https://www.twitter.com/semski_asireti

SONSUZA KADAR BARIŞ, BİRLİK VE KARDEŞLİK İÇİN EL ELE

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam1369
Toplam Ziyaret15991248
ŞEMS KİMDİR
ŞEMSKANLILARIN TARİHİ
BÜYÜKLERİMİZ
DRAMATİK HAYATLAR
SİTEMİZİ BEĞENİN
Saat
Title of the document

1
SPORTMAN
sportman@semskiasireti.com
Moğol istilası ile Yıkılan İslam Coğrafyası ve kılıçtan geçirilen Kürt aşiretleri
30/10/2013

12. yüzyıl İslam medeniyetinin en parlak ve göz kamaştırıcı yüzyılı iken bu medeniyetin Ortadoğu ve mezopotamya’daki  en büyük unsurlarından biride Kürtler olmuştur.13. yüzyıla gelindiğinde İslam medeniyetinin tahribi birinci derecede Moğollar’ın eliyle olmuştur.

Gerçekten medeni hayatın tahribinde ve İslam Alemi’nin böyle büyük bir felakete uğramasının yegane nedeni  Moğol istilasıdır. İnsan katliamının yanında manevi değerlerin tahribi sonucu bölgenin kültürel,maddi ve manevi yönden toparlanması yüzyılları bulmuştur.

Prof. Dr. Laszlo Rasonyi’nin Moğollar’ın tahribatı hakkında bu kısa ve veciz tesbiti oldukça yerindedir; Moğol tahribatı manevi değerleri saklayan kitleleri imha etti. Şehirleri, medeniyet ocaklarını yaktı. İslam dünyasında Orta Asya’nın tekrar önem kazanması bir hayli zaman aldı.Ancak Moğol tehlikesine rağmen Müslüman devletler arasındaki çatışma ve rekabet devam etmiştir. Mesela Moğol tehlikesine rağmen “Abbasi halifesi Harzemşahlar’a karşı Irak Kürtleri ve bedevi Araplardan oluşan on bin kişilik bir kuvvet hazırlamışsa da akibetleri çok kötü olmuştur.

Tıpkı Prof.Dr.lazlo Rasonyi gibi Prof. Dr. Philip K. Hitti’de Moğol istilasına değinerek felaketi şöyle aktarmaktadır; Moğol ordusu uçarcasına giden atlara binmiş ve kendilerine has ok ve yaylarla silahlanmış olarak vardıkları her yerde taş üstüne taş ,omuz üzerinede baş bırakmadılar ve yaygın bir tahribat meydana getirdiler. Onlardan önce  İslam kültürel varlığını temsil eden merkezler esasen sahneden silinip gitmiş, geride kuru çöller ve vaktiyle devlet başkanlarının yaptırmış oldukları sarayların ve kütüphanelerin göğe dikildiği binaların şekilsiz harabeleri kalmış bulunuyordu. Arkada kalan kıpkızıl bir kuşak bunların geçtiği yerlerdeki izlerine işaret etmekteydi. Herat, Buhara, Semerkand, Belh ve Harezm ülkesi baştan başa Moğol istilasına uğrayarak virane haline gelmişti.

Esasında her ne kadar Moğol istilasında Kürtler zarar görmüşse de en az Moğollar kadar Kürt coğrafyasındaki bütün halkları kılıçtan geçirenler Harzemşahlılardır. Celaleddin Harzemşah, Horasan’dan Ahlat Erciş ve Amed civarındaki halkları Moğollardan kaçtığı esnada tamamen kılıçtan geçirmesini tarihçiler, Moğol felaketi kadar zalim ve  vahşice bir katliam olarak aktarmaktadır. AQncak Harzemşahlı Celaleddinin öldürülmesi ve Harzemşahlı Muhammed’in Bağdat üzerine yürüyen ordusu saldırılar ve ağır kış şartlarısonrasında tamamen telef olmuş, geri kalan ve dağılanların çoğu Hakkari Kürtlerinin hücumlar arasında erimiştir.

Moğollar Celaleddin Harzemşah ortadan kaldırdıktan sonra,  Amid çevresine saldırmış ve bölgeyi yağmalamıştır. Görgü tanığı bir tüccar, on beş bin kişinin Moğollar tarafından şehit edildiğini söylemiştir. Moğollar sonra Nusaybin’e girmiş şehri yağmalayıp önlerine çıkanı öldürmüştür. Moğollar sonra Sincar’a girmiş buraları da yağmaladıktan sonra Habur’a girmiş insanları katletmiş ve mallarını yağmalamıştır. İşgalci Moğol ordusu Yıva Türkmenlerini ve el- Cevzakan Kürtlerini kılıçtan geçirmiştir. Erbil’e giren Moğollar benzeri işitilmedik ve başkalarının yapmadığı bir musibet ve felakete sebep olmuştur. Moğollar, Dakuka ve çevresine de saldırmış buraları yağmalamış ve buralarda bir kayba uğramamıştır. Moğollara karşı tek bir kimse elini kaldırmamış ve bir atlı dahi onlara karşı koymamıştır denilmişse de Moğollara karşı küçük çaplı direnişler olmuştur: “1260 yılında Moğollar Musul’a saldırınca Melik Salih şehri müdafaa için Türkmenleri ve Kürtleri işgale karşı toplamıştır.

Abbasi Halifesi Muntansır maiyetindeki Kürtler Moğollara karşı savaşmış ama yenilmiştir.1258 yılında Moğol saldırılarına karşı Erbil halkı kalelerini savunup teslim olmamış, geceleri kaleden çıkıp Moğollara saldırmış, bulduklarını öldürmüş ve mancınıklarını yakıp geri dönmüştür.

Moğollar Kürdistan eyaletine emir Nevruz’un babası Ergun Ağa’yı vali olarak tayin etmiştir. Bu dönemde Kürtler dağlara çekilmiş ve felaketin geçmesini beklemiştir. Çünkü Kürt aşiretler arasında tam bir ittifak yoktu. Bu yüzden Moğollara karşı koyamadılar. Kürtler arasında yaşanan ayrılıklar yüzünden istilacılara karşı birbirlerine yardımcı olmadılar. Buna rağmen Musul ve Suriye çevresinde Kürtlerle Moğollar arasında küçük çaplı savaşlar olmuştur. Ancak kaderin garip cilvesidir ki “Fars bölgesinde yaşayan Kürtler, Moğollarla ittifak kurmuş ve onların savaşlarına katılmıştır. Moğollara karşı kazanılan en önemli savaşı, Şemski Aşiretine  ismini veren ve ilk dedeleri olarak kabul edilen Şems'ul Mulk Emir Cafer'in (Şems) 5. kuşaktan torunu Ünlü kahraman Kürd Cemşid Hakkari dağlarında gerçekleştirmiştir. Ancak Cemşid Moğolların yeniden saldırmaları sırasında Diğer bey ve emirliklerden gerekli desteği alamadığından Moğollara karşı zayıf düşerek öldürülmüştür. Mezarı Hakkaridedir.

Olcaytu Han zamanında 1306 yılında Gilan’ı istila eden Moğol ordusu büyük ölçüde Kürtlerden oluşmuştu. Olcaytu zamanında Kürdistan bölgesinin başkenti Bahar Kalesinden Sultanâbad kentine taşınmıştır.

1275 yılında Tatarlar 30 bin savaşçıyla Bire’ye geldiler. Bunlardan 15 bini Moğol, 15 bini de Rum askeriydi. Ordunun komutanı Pervane idi. Beraberlerinde Musul askerleri, Mardin askerleri ve Kürtler de vardı. Bunlara rağmen Kürt Rahbe aşiretinin lideri Bedreddin 1312 tarihinde Moğollara kaşı başarılı bir direniş gerçekleştirmiştir.” Malatya’nın sahibi Kürt başbuğu Baycar, Abaka’nın üzerinde büyük etkisi olan Erzincan Ermeni Piskoposu Sarkis’i öldürmüş ve Mısır’a kaçmıştır. Moğollar döneminde Kürt bölgelerinin tamamı Moğol emirlerinin yönetimi altına girmiştir. Ancak bu bölgede bu idarelere karşı kesintisiz bir huzursuzluk ve bitmek bilmeyen bir isyan devam etmiştir.

Moğol istilası sırasında Moğol saldırılarından olumsuz etkilenen kesim sadece Kürtler değil Türkmenler de saldırıdan zarar görmüştür. Türkmenler özellikle Anadolu’da Moğol tehdidinin yoğun olduğu bölgelerden göç ederek Batı Anadolu’ya yerleşmiştir. Türkmenlerin boşalttığı yerlere ise çoğunlukla Kürtler yerleşmiştir. Bu durum Doğu Anadolu’da Kürt nüfusun yoğunlaşmasına yol açmıştır. “Kürtlerin çoğu güney bölgelerde göçebe olarak yaşıyordu. Moğol saldırıları artınca kuzeye doğru çekilmiş, Diyarbakır ve Ahlat bölgesinde Kürt nüfusu artmıştır.

Moğollar Kürdistan ve Anadolu’yu istila edince Diyarbakır ve Hakkari yöresinden birçok Kürt aşireti Ermenistan’a göç ederek buralara yerleşmiştir. Kürtlerin Ermenistan’a göçleri 14. yüzyıl boyunca artarak devam etmiştir.51 1375 yılında Küçük Ermeni krallığı ortadan kalkınca Kürtler Bitlis, Sason, Muş bölgelerine yerleşmiştir.

Moğol ordusundaki Hiristiyanlar: “Kürtlere büyük zarar verdiler ve tasviri imkânsız gaddarlıklarda bulundular. Erkekleri merhametsizce öldürdü, sayısız kadın ve kız ve erkek çocuğu esir aldılar. Yedek yiyeceklerinden beraberinde alabildikleri kadarını alıp götürdü, geri kalanı da ateşe verdiler.

Moğolların Hristiyanları kullanarak Müslümanlara saldırtması üzerine Moğollara karşı Müslümanlar arasında büyük bir tepki doğmuştur. Müslüman Kürtler zaman zaman Moğol ve Hristiyan ittifakıyla savaşlara girmiştir. “Moğolların Hristiyan yanlısı politikası Müslüman Kürtlerin tepkisine yol açmıştır. Mesela Kürtler, Hristiyanların yaşadığı Erbil’e saldırarak, Hristiyanları ortadan kaldırmaya çalışmıştır.

Moğol destekli Ermeni saldırganlığı artınca “Silvan hâkimi İl almış 1290 senesinde Silvan’da ve Muş’ta Ermeni reis ve papazlarını öldürmüştür. Fakat diğer papazların müracaatı üzerine İl Almış idam edilmiştir. Siirt’te Hristiyanların taşkınlığını himaye eden Moğol kumandanı öldürülmüştür. Sasonlu Ermeniler karışıklıklardan faydalanarak tecavüzlerini artırınca Türkmenler ile Kürtler onlara karşı birleşmiş ve Sasonluları imha edip birçok insanı öldürmüştür.

1328 yılında Nurtaş oğlu Timurtaş Kürtlerle savaşta ölmüştür. “Doğu Anadolu bölgesi Hülagu Han’dan itibaren iki askeri eyalete ayrılmıştı. Diyarbakır eyaleti ki merkezi Musul olan eyalet, Musul, Mardin, Diyarbakır yörelerini içine alıyordu. Diğeri ise merkezi Ahlat olan Van bölgesi eyaleti idi. Diyarbakır eyaletindeki Moğol askeri tümeninin ekserisini Uyrat oymağı mensupları teşkil ediyordu. ”

Kürdistan’da siyasi iktidar ve egemen güç kim olursa olsun Kürtler egemen devletlerin dışında kendi aralarında da sorunlar yaşamıştır. Mesela Eyyûbi hükümdarı “Melik Adil, 1333 yılında Habur’u yağmalamış ve Silvan’ı işgal etmiştir. Melik Adil, Artuklulara karşı Finik’de Buhti Kürtlerinin reisi İzzeddin ve Becnevi Kürtleriyle anlaşmıştır. Zirki Kürtleri reisi Zeyd’e Silvan’ı vaat ederek Artukluları ricata mecbur etmiştir.

Moğollar, 13. yüzyılda Kürdistan bölgesini işgal etmiş ve yönetimleri altına almıştır. Kürtlerle Moğollar arasında yıllar boyu ihtilaf ve çatışma sürmüştür. Müslüman Kürtler genellikle Moğol işgaline karşı durmuş ve işgalci Moğollara karşı  direnmiştir. Kürtler dâhil Müslüman gruplar Moğol işgaline karşı sık sık ayaklanmış ama Moğollar tarafından katliama tabi tutulmuştur. Bazen Müslüman Kürtler Moğollara karşı savaşan Memlüklerin yanında yer almıştır. Mesela, “Ebü’l- Heyca el- Kürdi el- Ümevi önde gelen bahadır komutanlardandır. Ayn-ı Calut savaşında Moğolların bozguna uğratılmasında büyük rolü olmuştur. Melik Muzaffer, bu savaştan sonra onu Dımışk’a müsteşar olarak atamıştır. Nitekim Memlük sultanı Baybars’ın ordusunda Türk ve Arapların yanı sıra Kürtlerin olduğu da bilinmektedir.

 

Derleme:Sportman

www.semskiasireti.com 

Kaynakça:

1-Philip K. Hitti, a.g.e., c.II/3, s.759-760

2-Diyarbakır Mervanileri Tarihi

3-KURDS AND TURKS IN THE MIDDLE AGES

   Yrd. Doç. Dr. Bekir BİÇER

    Necmettin Erbakan Ün. SBBF Tarih ABD 

4-Laszlo Rasonyi, Tarihte Türklük, Ankara 1993, s.181. 

 

Not:Bu yazının Bütün hakları www.semskiasireti.com 'a aittir. Kaynak gösterilmeden  alıntı yapılamaz,kopyalanamaz.



19394 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Günümüzün Veba'sı Denilen Kan Davası Meselesi - 23/07/2013
Günümüzün Veba'sı Denilen Kan Davası Meselesi
Akraba Evliliklerinin sakıncaları varmı 'dır ve Kimler Akraba Evliliği Yapabilir - 22/02/2013
Akraba Evliliklerinin sakıncaları varmı 'dır ve Kimler Akraba Evliliği Yapabilir
ALİ ŞEN DOĞRU SÖYLÜYOR - 31/12/2011
ALİ ŞEN DORU SÖYLÜYOR
MECLİSTE ŞİKE YAPANLAR SANDIKTA HESAP VERECEK - 14/12/2011
MECLİSTE ŞİKE YAPANLAR SANDIKTA HESAP VERECEK
YABANCI SAYISI BU KADAR FAZLA İKEN MİLLİ TAKIMDAN BAŞARI BEKLEMEK HAYAL OLUR - 15/11/2011
YABANCI SAYISI BU KADAR FAZLA İKEN MİLLİ TAKIMDAN BAŞARI BEKLEMEK HAYAL OLUR
ALİ ŞEN FENERBAHÇEYİ NE KADAR DÜŞÜNÜYOR - 10/10/2011
ALİ ŞEN FENERBAHÇEYİ NE KADAR DÜŞÜNÜYOR
KUKLA FEDERASYON ŞİKENİN AĞIRLIĞINI TAŞIYAMADI - 13/09/2011
KUKLA FEDERASYON ŞİKENİN AĞIRLIĞINI TAŞIYAMADI
BU SATRANÇ MAÇINI FENER KAYBEDER - 27/08/2011
fenerbahçe düşermi
ŞİKE , AĞLATANLAR VE AĞLAYANLAR - 25/07/2011
ŞİKE
 Devamı
.

H.Abdurrahman KEDALİ
(Bilgi, Sayfası)
DÜŞÜNDÜREN MİZAH KÖŞESİ
ŞAİR VE YAZARLAR KÖŞESİ




Site Haritası
FIKRA KÖŞESİ