• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/semskiasireti
  • https://www.twitter.com/semski_asireti

SONSUZA KADAR BARIŞ, BİRLİK VE KARDEŞLİK İÇİN EL ELE

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam1316
Toplam Ziyaret15991195
ŞEMS KİMDİR
ŞEMSKANLILARIN TARİHİ
BÜYÜKLERİMİZ
DRAMATİK HAYATLAR
SİTEMİZİ BEĞENİN
Saat
Title of the document

1

Ademi ve Hamza Begi Şemskanlıları

HACI ŞEMSEDDİN İLE HAMZA BEG  AYNI DÖNEMDE Mİ YAŞAMIŞLARDIR ?

 

Hacı Şemseddin ile Hamza Beg hakkında  resmi kayıtlara dayanmayan ancak sözlü beyanlara   dayalı o kadar  rivayet  ve masalımsı olaylar anlatılıyorki  doğrusu gerçek ile gerçek dışı beyanları ayırd etmek imkansız  hale gelmiştir. Halk arasında  yaptığımız  bir çok araştırmada,  bu çarpık  ve asılsız bilgiler hemen  kendini göstermektedir. Öyleki, kimi Hamza ile Şems kardeştir, kimi de Şemseddin şemskanlıdır, ama Hamza beg’in Şemskanlı olduğu şüphelidir, çünkü Hamza Beg Begzadedir. Gibi ifadeler kullanmaktadır. Bu bilgi genel olarak halk arasında  bu şekilde  bilinir. Kimiside Hamza Beg ile  Hacı  Şemseddin akrabadır  ama birbirilerin  yakınlık derecesini bilmediklerini ifade ediyorlar. Unutulmamalıdır ki Hamzabegiler en has Şemskanlı ailelerdendir. Hemde Şemskanlıların Beylerinden olup genelde beylerinin isimlerinin  sonunda Han  ibaresi vardır.

Bu nedenle, söz konusu  bilgi kirliliğini bir nebze ortadan kaldırmak için, bu güne kadar yapılan araştırmalardan derlediğimiz    gerçeğe en  yakın olanını paylaşmakta fayda görüyoruz

Özellikle Ağrı bölgesinde  yaygın olan bilgilere göre , Seyyid  Hacı Şemseddin yedi kardeşi ile  Cizre – Botan bölgesinden  Doğu Beyazıt’ın  Zorava  köyüne gelerek  buraya yerleşmiş ve  buradan bölgeye yayılmışlardır. Ve  yine anlatılanlara göre,  Şemseddin ismine binaen  kendinden sonra gelen torunlarına Şemskiler denilmiştir. Diğer Zilan ve Dilxeyran aşiretlerinin kollarından olan Zetoyi, Badoyi,Hemoyi,Redoyi,Nezoyi, Kaski, İskoyi, Tajdoyi, gibi aşiretlerin de  Şemsedinin kardeşlerinin torunları olduğu şeklinde bilgiler halk arasında oldukça  yaygındır. Ama Van,Siirt, Batman, Diyarbakır, ve  İrandaki Şemskilerin tabi olduğu Hamza Beg’den hiç bahsedilmez. Hatta Hamza Beg’in Seyyid Hacı Şemsedine  olan yakınlık derecesini de kimse pek bilmez.  Secere bilgileri ile yapılan araştırmalarda  Vandaki Şemskiler ile  Ağrı bölgesindeki Şemskilerin bilgileri arasında  irtibat kurulamamaktadır. Şunun da iyi bilinmesi gerekir ki Seyyid Hacı Şemsedin  olarak bilinen Zat, Şemskilere ismini veren  ilk dedeleri yani  "Şems" değildir. Çünkü  Şems olarak bilinen  ilk lider, Ebu Muzaffer Şemsul Mulk Emir Cafer bin, İsa Bin Yayha olup, Miladi takvime göre 1076 yılında İran’ın Tebriz veya Xoy şehrinde dünyaya gelmiş ve  1141 yılında  aynı yerde vefat etmiştir. Lakabı Emir beg olan Muhammed Ziya ile büyük islam delaili Sa’de isminde iki oğlu vardır. Dolayısıyla, Botandan geldiği iddia edilen Hacı Şemsedin’in ismine istinaden bizlere Şemskanlı  deniilmesi gerçek değildir. Hacı Seyyid Şemsedin büyük bir zat olup, Osmanlı Kethüdası olarak mahiyetindeki bütün Şemskilere liderlik yapmıştır. Ancak hakkında  Osmanlı arşivlerinde  çok az bilgi mevcutttur. Şöyleki;

1518 (H.924) Tarihli Tapu Tahrir Defterine Göre Siverek Sancağına  bağlı  Özellikle mardinin bazı bölgelerinde, yaşayan  ve H. 932/M. 1526 yılında Denabili/Şemski kolu  olarak bilinen bu cemaatin Lideri Şemseddin Kethüdadır.(Not: Kethüda: osmanlı memurluklarından biridir. muhtardan ziyade vekil demek daha doğru olur.bağlı olduğu amirlik adına işleri yürüten,memurluğunu yapan demektir.Kethüda Halka karşı devleti temsil eden kişi olup, Ordunun konaklaması, mahallenin yönetim ve idâresi, devlet ricalinin ağırlanması vs. gibi sorumlulukları vardı. ) Bu Zatın himayesindeki haneler  hakkındaki bilgiler  şu şekildedir; Suruc sancağına bağlı, Bennak,Acuz, Arabiye dağı(Mardin)  ve çevresi ile ömeri  halkından  mütevellit 300  civarında hane kedisine tabidir. Buraya hangi tarihte yerleştikleri bilinmemekle beraber , 1552 tarihli tahrir kayıtlarında ise kendisine tabi bu   yörelerde sadece 1 köy 1572 de ise 2 köy bulunmaktaydı.
(Kaynak:Samsun 1992, 19 Mayıs Üniversitesi Sos. Bil. Enst Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s. 32.)

Bu detaylar bize  bize  Şemseddin ve himayesindeki  hanelerin  buradan 1552 yılından önce  göç ettiklerini göstermektedir. Ancak bu göçlerin  Hacı Şemseddin Kethüdanın vefatı nedeniyle mi yoksa  kendisinin  önderliğinde mi yapıldığı muammadır. Muhtemelen 1480 ile 1552 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Hacı Şemseddin Burada  vefat ettikten sonra göç başlamıştır. Çünkü eğer Şemseddin  halkı ile beraber göç etseydi, mutlaka bu gün  Şemskilerin  yaşadığı Van, Kars,Ağrı  Muş,Siirt ve Batmandaki torunları mutlaka mezarının yerini bilirlerdi. Şu anda  mezarının nerede olduğu bilinmiyorsa; muhtemeldir ki  Mezarı Mardin, veya Suriye topraklarındır. Ağrı bölgesindeki torunları Şemseddin’in  oğlu  Bekir’in soyundandır. Ünlü Zor Mirze Ağa ailesi  Bekir’in  torunlarıdır. Hacı şemseddinin  torunlarından bazıları  günümüze kadar devlet nezdinde   hep saygınlıkları olmuş ve önemli görevler üstlenmiştir. Seyyid Hacı Şemseddin, Şems dedemizin  Torunu Büyük islam deaili  Ebu Abbas Halil Bin Sa'de Bin Ebu Muzaffer Şemsul Melik Emir Cafer'in oğlu Şemseddin  Ebu Abbas Abbas Ahmed'in soyundandır. Bu zat Eyyubi sultanı Selahaddın-i Eyyubinin yeğeni Sultan İsa Zamanında  Şamda Kadilkutad (Kadılar Kadısı) ünvanını almıştır

Hamza Bey hakkında ise  tıpkı Hacı Şemseddin  gibi pek az  bilgi bulunmaktadır. Ağrı ,Adilcevaz ve Erciş yöresindeki Şemskilerin hemen  hemen tamamının serecere bilgileri  Şemseddin’in oğlu Bekire dayanmaktadır. Oysa İran, Kuzey Irak,  Van, Batman,Diyarbakır  ve Siirt yöresindeki  Şemskilerin secere bilgileri derlendiğinde Hacı Şemseddin ve oğlu Bekirle bağlantılı olmadığı görülmektedir. Bu bilgi bize Hamza Beg’in Mensubu olduğu Şemski boyu  Hacı şemseddin’in Mensubu olduğu  boy daha eski tarihlerde biribirilerinden  ayrılarak farklı yerlerde yaşamışlardır. Sözlü beyanlara göre Hamza Bey Musul civarında yaşamış uçsuz bucaksız  yaylaları olan biri olup mezarı bu bölgede olduğu şeklindedir. Kimilerine göre ise Iraktan  Siirt civarına göçerken burada hısımları olan  Emer Aga’yé sor isimli bir bey ile yerleşim yeri sebebiyle Pervaride çatışır, her iki taraftan da  bir çok savaşçı ölür, ancak Hamza  bey söz  konusu bölgeyi ele geçirir ve bu bölgedeki  vadiye “Boriya şemska”  yani Şemsika geçidi adı  verilir. Rivayet edilirki Pervari kırsalında  bu savaşta hayatını kabdenleri defnedildiği yüzlerce Şemskanlı mezarı bulunmaktadır. Başka bir rivayette ise Hamza Bey bilinmeyen bir nedenle İrana geçer ancak yıllar sonra yoksul bir vaziyette Van’a  gelir burada akrabalarını etrafında toplar  ve aşiretine  liderlik eder. Bir Başka rivayet ise  Hamza küçükken babasını kaybeder, Annesi begé  vasıtasıyla büyütüldüğü  için kendisine Begé nin oğlu anlamına gelen Hemzeyé Begé  olarak çağrılmış dolayısıyla  himayesindeki Şemsilere de Hemzebegi demişlerdir. şeklinde rivayet edilmektedir.

Iraktaki yaşantısı ve  yaylalarının  olduğuna dair bilgiler, Osmanlı Tahrir kayıtlarında bahsi geçen  Hamza Beg  bilgileri ile kısmen örtüşmektedir.

Doç.Dr.Mehdi İlhan’ın( Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi) XI yüzyılda Şehrizol Vilayeti isimli araştırmasında, Hamza Beg’den kısaca  şöyle bahsedilmektedir;

Şehrizol   vilayeti, Kuyud-i Kadime Arşivinde ki  1560 tarihli tapu  tahrir defterinden anlaşıldığına göre, Hamza Beg’in  yönetimindeki bölge  onyedi  nahiyeye ayrılıyordu. Şehrizol livası hariç Kelaş, Pak,      Davudan , Dulhavran ve   Karatağ livaları  aynı   zamanda   birer nahiye idiler.    Ancak daha ziyade timar dağılımına göre  düzenlenen aynı defterin icmal kısmında liva sayısının Şehrizol dahil 10’a çıktığını görüyoruz. Tüm bu liva ve nahiyeler kesin olarak  Şehrizol  vilayetinin    merkezi   olan   ve   Mir- i Miran Hamza   Beg'in            oturduğu yer olan Zalim kalesinden idare ediliyordu.   Diğer Liva mirleri şüphesiz  kendi  liva merkezlerinde ikamet ediliyorlardı. Diğer beğlere ve hatta padişah hassına  göre hemen   hemen iki misli geliri olan Şehrizol Beylerbeği Hamza Beg'in geliri 559.511 akçeye ulaşıyordu. Mir-i Miran  Hamza Beg hemen  hemen Şehrizol vilayetinin tüm gelirinin %25'ini alıyordu.

Hamza Beg her yıl yaylalara çıkan halktan belli oranda  vergiler almaktaydı. Ancak İran  ve Hakkari civarından  gelen akrabalarından  vergi almadığı bazı rivayetlerde geçmektedir.

Hamza Beg’in Yezidi inancını benimsediği hakkında bir görüş mevcut ise de Yine 1560  tarihli Tapu tahrir kayıtlarında, Hamza Beg’e  tabi Zelm  Kalesi ve  bağlı köylerindeki nüfus’un  inanç yönünden dağılımı  şu şekilde belirtlimiştir.;

Toplam nüfusu 25,352 olan Şehrizol vikayetinin nüfusunun %99'ua Müslüman olup ancak %1'den daha azı diğer inanç sahiplerinden  oluşuyordu. Bu durumda  %99 yakın  kısmı müslüman olan bir toplumun başındaki Mir-i Miran (Beyler Beyi)  ‘ın yezidi olması düşünülemez.

Aynı kayıtlarda 1551-1574 tarihleri arasında Zalm Kalesi hakimi Serhab(Sörhab) adlı bir Mirdir. Bu durumda  Hamza Beg’in  bu tarihler öncesi buradan buradan ayrıldığı yada vefat ettiği  ihtimali ortaya çıkıyor.  Hamza Beg’in buradan Van  Hoşab yöresine mi yoksa Kotur ve Khoy bölgesine mi göç ettiği  net olarak bilinmemektedir.  Buna bağlı olarak  Şerefname ise Van livasında   birirbirine akraba  olan ve farklı zamanda yaşayan  iki Hamza Bey’den bahsetmektedir.

Birincisi, Yine Hamza beg ile aynı dönemde yaşamış olan İvaz oğlu Hamza Beg’dir. Bu beg’den Mir-i Miran olarak  bahsedilmez.  Mahmudi Aşireti içinde yaşamış ve kızılbaş Beyi Deli Piri ile çatışarak bu beyi öldürmesi neticesinde    Şah Tahmasb tarafında  uzun süre İranda hapiste tutulduktan sonra  serbest bırakılmış, ancak   Dınbıllı Beyi Hacı Bey’in  yanında uzun süre  göz hapsinde kaldıktan sonra buradan kaçarak vana  gelmiş ve akrabalarını etrafına  toplayarak yeniden  bey olmuştur. Şahın Kışkırtması ile  Dınbıllı Hacı bey tarafından tuzağa düşürelerek öldürülmüştür. Bu bey’in şemskanlı  Hamza Beg ile aynı kişi olup olmadığı tartışmalıdır, zira Şemskanlı Hamza Beg’in öldürüldüğüne dair bir  söylenti veya kayıt bulunmamaktadır.

İkincisi ise; 1594 yılında Bagiri, Salduz ve Merağa beylikleri yapmış olan Mansur Bey’in oğlu Hamza Beydir. Hamza Bey Kardeşi Kubat bey ile beraber  mirlik yapmıştır. Bu bey de Şah Haydar  destekli Mukuri aşireti ile yapılan savaşta kardeşi Kubat Bey ile beraber öldürülmüştür. Bu bey’in yaşamış olduğu dönem itibari ile Şemskanlı Hamza Beg ile aynı zat olma ihtimali yoktur. 

Şunu da belirtmekte fayda vardır. Hamza Beg her kadar müslüman  olarak kabul edilse de himayesinde başta Dasiniler olmak üzere , Mend ve Mukuri ailelerinden  müteşekkil on binlerce yezidi ailesi de bulunmaktaydı. Bilinen bazı  Yezidi kaynaklarında Hamza Beg’den kısaca bahsetmektedir;  Yezidi tarihini irdeleyen “Şeyxan u  Şeyxan Begi” isimli eserde ise Hamza Beg’in seceresi hakkında şu bilgileri vermektedir; Bu eser’e göre Hamza Bey Dewreş Adem hanedanındandır. Secere Dewreş Adem den başlamak üzere; ardından oğlu Mir İbrahim, oğlu Mir Şeyx Ebubekir, (Ebubekir’in  iki oğlu omuştur: Mir Mensur ve Mir Melek )  Mir Melek’in oğlu Mir  Mıhemedé Batıni  (Mir Mıhemedé Batıninin oğulları, Mir Hadi Beg ve Hamza Beg, Hamza Begden sonra Mir Zeynelé Çev bı Xal, Mir Hesené Mezın Mir Hesené Pıçuk, Mir Süleyman, Mirxan gibi beylerden bahsetmektedir. Yukarıda bahsi geçen Hamza Begler ile Şemskilerin  Mir-i Miran’ı Hamza Beg hakkındaki bililer birileri ile fazla örtüşmemektedir. Ancak Zalm Kalesi Beyler Beyi Hamza bey ile Şemskanlı Hamza Bey’in  bilgileri  genellikle örtüşmektedir. Musul ve Şehrizol civarından   Hamza bey vasıtasıyla göç eden  Şemskanlılar genelde Ağrı civarında yaşayan Şemskanlılarla olan diyalogları,Irak ve  İranda yaşayan Begzadelere göre  daha azdır. İran Kaynaklarında Begzadelerden çok asil, görkemli  arap bedevi çadırlarında yaşayan, iyi ve cins  at yetiştiriliği yapan  zengin ve karizmatik bir aşiret olarak bahsedilmektedir. Doktor Celilé Celil’in XIX yüzyıl Osmanlı imp.’da KÜRTLER isimli kitabın 25. Sayfasında İngiliz yarbay J.Shiel’in “Notes on a journey irom tebriz through  kurdistan  via Van, Bitlis, Ceert, and Erbil  to suleymaniyeh  in Huly  and Augst 1836  journal of the geographic  society 1838 vol. Vııı  isimli dergisinde  yayınlanan makalesinden yaptığı alıntıdan  Hamza begilerin  1836 yılında  Van  ilinin doğusunda  200 çadırda yaşadıklarını, Çok güzel bedevi çadırlarına  benzeyen  çadırların önünde   asil ve değerli atlara sahip oldukları gibi son derece misafirperver ve  iyi at binicileri olduğunu ifade etmiştir.

Yukarıda açıklanan detaylı bilgiler ışığında  Hamza Beg ile Hacı Şemseddin’in Kardeş veya aynı dönemde  bir arada yaşadıkları yönünde  bir iddianın  doğru olmadığını göstermektedir.

Farklı yerlerde yaşamış  ancak biribirleri ile irtibatları kopmamış aynı aşiretin  iki lideridir. Biri Suruç Sancağına bağlı Mardin, Arabidağıdan, Ömeri gurubu ile beraber muhtelif zamanlarda  Van  yöresine göç etmiş , Diğeri ise ırak ve İran tarafından  değişik yollarla aynı bölgede buluşmuşlardır.  Mardın,Suruç ve ömeriye ceziresinin bazı kesimlerinden  Vana göç eden  Şemskanlılar önce Erzurum taraflarına  kısa süre  yerleşmişlerse de  oradan Van Sancağına göç ettikleri sözlü beyanlarla anlatılmaktadır. Bir çoğu kendilerinden Şemski değil de Ademi olarak bahsetmektedir.

 

 Derleme:Memedé Kazım

semskiasireti@gmail.com

Araştırmalarımız Sürüyor. Güncelleme ve düzeltmeler yapılacaktır.

UYARI: Bu sitedeki bütün materyallerin her hakkı saklıdır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz ve kopyalamak suretiyle elektronik ortamda kullanılamaz ve kitaplaştırılamaz.

Not:Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan www.semskiasireti.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz...


3571 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
.

H.Abdurrahman KEDALİ
(Bilgi, Sayfası)
DÜŞÜNDÜREN MİZAH KÖŞESİ
ŞAİR VE YAZARLAR KÖŞESİ




Site Haritası
FIKRA KÖŞESİ