• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/semskiasireti
  • https://www.twitter.com/semski_asireti

SONSUZA KADAR BARIŞ, BİRLİK VE KARDEŞLİK İÇİN EL ELE

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam164
Toplam Ziyaret16074463
ŞEMS KİMDİR
ŞEMSKANLILARIN TARİHİ
BÜYÜKLERİMİZ
DRAMATİK HAYATLAR
SİTEMİZİ BEĞENİN
Saat
Title of the document

1

ADİY İBNİ MUSAFİR



        Günümüzde Yezidilik inancına sahip Kürt
aşiretlerinin ittifakla peygamber olarak kabul ettiği Adiy ibni misafir’in
hayatı, yaptığı çalışmalar birçok kitap, makale ve risaleye konu olmuştur.
Doğrusu çok geç dönemde ortaya çıkan bu inancın temel ilkelerini teşkil eden
bilgiler tarihin her döneminde yadırganmıştır. 
Biz Yezidi inancı ile ilgili geniş bilgileri Aşiretler tarihi isimli eserimizde
vermiştik. Bu makalemizde dilerseniz hep beraber Bu inancın peygamberi olduğu
iddia edilen Hakkâri aşireti önderlerinden Adi bin müsafir’in hayatını tarihi
vesikalar eşliğinde inceleyelim.

 

             Bilindiği üzere İslam âlimleri
tarafından kabul edilen görüş bu zatın günümüzde Yezidi olarak bilinen
kavimlerle bir ilgisinin olmadığıdır. Hatta Birçok İslam tarihi yazarına göre
Adiy Bin Müsafir Emevi asıllı biri olup Hz.Hüseyine karşı Mücadele yapan
Yezid’in taraftarıdır. Bu nedenle Kürt aşiretler arasına girerek O dönem Ebu
Müslim el Horasani den dolayı Yezid ve taraftarları düşmanlığı yapan Kürtleri
ikna etmeye çalışmıştır. Fakat Yezidi inancına göre Adiy İbni Müsafir Yezdiliğin
peygamberi ve Meleki Tavus’un elçisidir. Kendisine ‘’Mushafi Reş’’ isimli
mukaddes bir kitab indirilmiştir. Yine ‘’Kitabi Cilve’’ onun fikirlerini ve
yezidi dininin temel ilkelerini ihtiva etmektedir. Biz eldeki mevcut eserler
ışığında bu konuyu irdelemeye çalışacağız.


             Eldeki tüm vesika ve kitaplara
göre İbni Müsafirin Dindar Salih bir insan olduğu, Genel İslami ilkelere aykırı
bir görüşünün bulunmadığı yönündedir. Buna rağmen Yezidilerin bu zatı hangi
vesikalara dayanarak önderleri olarak kabul ettiği bir muammadır. Bu doğrultuda
gerek Yezidilerce gerekse Müslümanlarca bu zat hakkında birçok iddia ortaya
atılmıştır. Şimdi bu iddiaları genel olarak sıra ile
inceleyelim.

1. İddia Adi İbni Müsafir Emevi
asıllımıdır?

      Yukarıda bahsettiğim gibi Adiy Bin
Musafir ile ilgili ileri sürülen iddialardan biri onun Emevi asıllı ve Mervan
bin Hekimin soyundan olduğu tezidir. Bu fikri ileri süren zevatın iddiasına göre
aslında Adi bin Müsafir Kerbela olayı dolayısıyla Emevi ailesine karşı cephe
alan, Müslüman âleminin bu konuda
aşırı giden uçlarına karşı mücadele başlatan bir zat idi.  Fakat daha sonra bu fikirleri tabiileri-
takipçileri tarafından saptırıldı. Çeşitli ek ve ilaveler yapılarak bu günkü
Yezidilik ortaya çıktı. Önceleri saf ve mantıki çerçevede yürütülen bir fikir
akımı iken sonradan bir din ve inanç statüsüne büründü. Kerbela da Hz Hüseyin ve
evladının şehit edilmesi elbette ki İslam âlemini derinden yaralamıştı. Bu
konuyu bahane eden birçok sivri fikirli adam İslam âlemini fesada ve tefrikaya
sürüklüyordu. Hükümet merkezine karşı isyan eden veya mücadele yapan herkes
Kerbela’nın intikamını alıyorum ayağı ile binlerce masum insanı kesiyordu. Adi
İbni Müsafir bu akımlara karşı
İslami hukuk çerçevesinde mücadele yapmak üzere yola çıkmıştı.

    
Peki, Adiy İbni Müsafir Kimdir?

      Tarihte Şeyh Adiy ibni Müsafir’in
hayatından bahseden önemli eserlerden biri hiç şüphesiz Cizreli bir aileden olan
tarihçi ibni Esir’ın El Kamin Fi
Tarix
isimli eseridir. Miladi 1160–1232 yılları arasında yaşamış olan büyük
âlim ibni Esir’in tarih ve yaşam dönemi olarak Adi ibni Müsafir’e en yakın bir
bilgin olması göz önünde bulundurulursa fikirleri ve bu konuda aktardığı
bilgiler bizim için önemlidir. İbni Esir muhtemelen İlk defa o muhteşem tarih
kitabını gençliğinde değil de yaşının kırkıncı yılından itibaren yazmaya
başlamıştır. Olayların kaydı bunu göstermektedir. Fakat İbni Esir Adi ibni
Musafir ile karşılaşmamış ve beklide vefatına ulaşmamıştır. Zaten eldeki
kanıtlar bunu doğrulamaktadır. Çünkü İbni Esir’in doğumundan 2 yıl önce Adi ibni
Müsafir vefat etmişti. Fakat Şeyh Adiy ile yaşamış, onunla beraber mücadele
etmiş kişilerle karşılaştığı, konuştuğu kesindir. Tarihi geçerlilik açısından
İbni Esir’in aktarımları bu nedenle önemlidir.  


         İbni Esir Adiy’nin hayatından birçok
pasaj aktarır[1].(211) Burada bizim üzerinde durduğumuz
ana fikir onun yukarıda ortaya atılan iddia doğrultusunda bir bilgi verip
vermediğidir. Bu zatın aktarımlarından Adiy’nin Emevi asılı veya Mervan’ın
soyundan olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlamak mümkün değildir. İbni
Esir’in bu kadar mühim olan bir iddia hakkında herhangi bir bilgi aktarmaması bu
fikrin gerçek olmadığının önemli bir delilidir. Zira bunu saklamada veya
aktarmamada İbni Esir’in temin edeceği hiçbir fayda yoktur. Eğer böyle bir iddia
veya böyle bir bilgi o dönem halk arasında meşhur olsaydı ibni Esir mutlaka
aktarırdı.

   
Adiy İbni Müsafir’ın çağdaşlarından sayılan İkinci tarihçi İbni Mustavfi
olarak tanınan Muhammed bin Ahmed El Erbilidir[2].
Bu zat Erbil’li biri olup dönemin yönetimleri, meşayıhı ve uleması ile içli
dışlıdır. Aynı zamanda araştırmacı olan İbni Mustavfi Adiy İbni müsafirin
hayatını inceleyen değerli bir tarihçidir. Hatta Adiy’nin soy şeceresini de o
aktarmıştır. Mustavfi ye göre Adiy, 
Müsafirin oğludur. Müsafir ise İsmail’in oğlu, İsmail Musa’nın, Musa da
Mervan’ın, Mervan da Hasan’ın, Hasan ise yine Mervan isimli birinin oğludur.
Fakat Mervan’dan sonraki soyu bilinmemektedir. Bu zatın yazdığı kitap Tarixi Erbil diye
meşhurdur.

         El Mustavfi nin yaşadığı dönem ise
Miladi 1169–1239 yılları arasıdır. Bu tarih Adiy ibni Musafir’e yaşam açısından
ibni esirden sonra en yakın tarihtir. El Mustavfi de Adiy İbni Musafir den
uzunca bahsetmiştir. Fakat Müstavfi Adiy ibni Müsafirin dedelerinden Mervan
isimli şahsın kim olduğunu söylememektedir. Şayet bu Mervan, yani Hekim’in oğlu
Emevi halifesi Mervan olsaydı. Mustavfi mutlaka onu belirtir ve Emevi asıllı
olduğunu açıkça söylerdi. Hâlbuki Mustavfi bundan hiç bahsetmemektedir. Üstelik
Mustavfi soy kütüğünü Adiy ibni Misafirin akrabası olan Hasan bin Adiy bin Ebu
Berekat Bin Musafir den aldığını söyler. Ady’in akrabası olan Hasan eğer Emevi
asıllı olsaydı bunu Mustavfi’ye açıkça söylerdi. İşin gereği de bu idi. Zira
Mervan İslam tarihinde tanınmayan bilinmeyen biri değil ki? O Emevi halifesi ve
melik’idir.


.     Yine tarih açısından bu döneme yakın
asırda yaşamış üçüncü Tarihçi, coğrafyacı ve edebiyatçı Yakut El Hamevi’dir.
Hamevi de 12. asrın tarihçilerinden olup 1178–1228 yılları arasında yaşamıştır.
Bu zat Mu’cam-ul Buldan isimli
eserinde Adiy ibni Muisafirden bahsetmektedir.[3]
Hamevi, Adiy ibni Müsafirin yaşadığı belde olan Lalaş’tan bahsederken Adiy İbni
Müsafir’i Şafii mezhebinden Kürtlerin şeyhi ve İmamı olarak tanıtmakta, lakin o
da Emevi asıllı olduğuna dair herhangi bir bilgi aktarmamaktadır.

      Dördüncü tarihçi hiç şüphesiz kendisi de
Kürt asıllı olan ibni hallikan dır. 1282 yılında vefat eden ibni hallikan bilgi
aktarma da titiz davranan kılı kırk yaran bir yazar ve tarihçidir. Kendisi Vefayat’ul A’yan isimli eserinde Adiy
İbni Musafir’ın hayatını anlatmaktadır[4].
İbni hallikan onu Hakkari’li Adiy İbni Musafir diye tanıtır. Ve Mustavfi’nin
aktardığı soy kütüğünü kaydeder. Fakat onunda Adiy ‘nin Emevi asıllı olduğuna
dair bir kaydı yoktur. 

        Esasen son 20. asırda Adiy İbni
Musafirin Lalaş’ta bulunan kabrinin üzerindeki Kitabe de 1925 yılında tarihçi
Abdurrezzak El Hüseyni tarafından okunmuştur. Söz konusu kitabe şöyledir. ‘’Ey yerin ve gök’un Allah’ı Bu şeyh Adyi’yi,
Hakkâri bölgesini ve çevresini koru’’
. Fakat kitabede Emevilerle ilgili bir
bilgi mevcut değildir.

        Beşinci tarihçi Şentufi dir. İbni
Hallikan’dan çok sonra dünyaya gelen bu zatın vefat tarihi miladi 1324.dır.
Şentufi Behçetul Esrar isimli
eserinde Adiy ibni müsafirden bahseder[5].
Fakat Şentufi yukarıda Mustavfinin aktardığı soy şeceresine Mervan’dan sonra
Emevi kelimesini de ilave eder. Yani Adiy bin Müsafir bin İsmail bin Mervan bin
Hasan bin Mervan ibni Hekim el Emevi diye bir şecere düzer. Şentufi bu şecereyi
kimden aldığına dair bir bilgi vermez. İşte ilk defa Adiy’nin Emevi asıllı
olduğuna dair böyle bir bilgiyi Şentufi ortaya atmıştır. Hâlbuki ondan çok önce
yaşayan tarihçilerin hiç biri yukarıda izah ettiğimiz gibi bu şekilde bir
şecereyi aktarmamaktadırlar. Üstelik Mustavfi yukarıda bahsettiğimiz şecereyi
Adiy bin Musafir’in Akrabalarından birinden yani Hasan’dan nakletmektedir. Şayet
böyle bir şecere veya Emevi bağlılığı olsaydı mutlaka Mustavfi bahis konusu
eserdi. Kanaatindeyim. 

           Altıncı Tarihçi Tufi’de Adiy bin
Müsafir’den uzunca bahseder. Fakat Şentufi’nin bahsettiği ve beklide eklediği
Mervan bin Hekimden asla bahsetmez.[6] Yine Eyyübi ailesinden Tarihçi Ebu El
Fida[7]  (ölümü 1331) 
Türkmen asıllı İmam Zehebi (ölümü 1348) [8]
İbni Verdi [9]
(ölümü 1348) Sefidi [10]
(Ölümü 1362) İbni Şakir El Ketibi[11]
(Ölümü 1362) Yafii [12]
(Ölümü 1366 İbni Kesir[13]
(Ölümü 1372) kitaplarında Adi İbni Musafir el Kürdi El Hakkâri olarak bahseder
ve Emevi asıllı olduğundan asla bahsetmezler.


        Markizi [14]
(ölümü 1441) kitabında bazı Hakkârili aşiretlere dayanarak Şentufi’nin fikrini
savunur ve derki; Adi, İbni Müsafir Ütbe Bin Ebu Süfyan’ın ( Emevilerin büyük
babası) soyundan gelir. Makriziden sonra gelen tarihçilerin çoğu artık
markizinin ve Şentüfinin bu Emevelik rivayetini dillerine dolayıp aktarırlar.
Bunlardan en meşhuru Türk, Memluk asıllı tarihçi İbni Tağri berdidir. (Ölümü
1470) İbni Bedri Kitabında Adiynin Emevi asıllı ve Kureyşi olduğunu söyler.[15] 


         Lakin 15. asır tarihçileri, yani İbni
Tağri Berdi dönemi bilginlerinden İbni Azm El Temimi (ölümü 1486)[16]  Abdurrahman Cami ( Ö 1492) [17]
İbni Berdi’nin aktardığı Emevilik rivayetini aktarmazlar. Onlar Adi İbni Müsafir
El Şami El Hakkâri diye lakaplandırıp hayatını anlatırlar. 6. Asır
tarihçilerinin eserleri arasında yine Adiy İbni Müsafirin hayatını anlatan
pasajlara rast gelmekteyiz. Mesela Bunlardan Kâtip Çelebi Diğer adı ile Hacı
halife (Ö. 1657)[18]  Onu Şam’lı Adiy olarak isimlendirir. İbni
İmad El Hanbelî (Ö.1679)[19]   Onu Adiy bin Müsafir el Şam’i el Hakkâri
olarak tanıtır. Şemseddin Sami Onu Adiy Bin Müsafir El Hakkâri olarak takdim
eder.[20] İşmail Paşa El Babani onu Adiy bin Müsafir
el Hakkâri olarak tanıtır.[21]  Aynı zat İzah El Meknun[22]  isimli eserinde ise Kürdi lakabını ekler. Tarihçi Ali Ekber onu[23]  Adiy bin Musafir bin İsmail El Hektari olarak
tanıtır. (muhtemelen hektari matbaa Hatası olabilir) İshak Başiki onu Hakkâri’li
Adiy olarak tanıtır. [24]Dolayısıyla
bunların hiç birinde Emevi asıllı olduğuna dair bir bilgi yoktur.


       İsmini zikrettiğimiz tarihçilerden
sadece beş kişinin Adiy ibni Müsafiri Emevi asıllı olarak tanıttığını
görmekteyiz. Tam aksi Tarihçi Şentüfi’den önce yaşamış ve muhtemelen Adiy ibni
Müsafir’i görmüş veya onu gören sofileri ve tabileri ile görüşmüş tarihçilerin
hiç birisi bu konudan bahsetmemektedir. Şentüfi’nin bu rivayeti nereden aldığı
bilinmez ama onu kendilerine delil olarak alan İbni Tağri bedri, Markizi ki
markizinin ikinci bir kitabında Emevi rivayeti yoktur. Tadifi, Hanbelî ve
Şa’ranidir.      
Harranlı âlim İbni Teymiye Adiy ibni müsafirin Mervan bin Hekim’in
soyundan gelmesinin mümkün olamayacağını ve tamamen yalan olduğunu izah eder.[25] Zira Mervan’ın vefat tarihi hicri 65,
Adi nin doğum tarihi ise hicri 402 dir. 
Aralarındaki fark 337 yıldır. Her baba ortalama 20 yıl kabul edilir.
Şecerenin toplam 16 baba olması lazım iken Şentufinin şeceresi sadece 6 kişidir.
Akıl ve mantık açısından ve soy kütükleri için kabul gören kurallara göre da
uyum sağlamamaktadır. Yani anlayacağınız yalan bir rivayettir ve Mucidi ise
tarihçi Şentufi’dir. Elbetteki en doğrusunu Allah bilir.
  
Nitekim İbni Hacer El Askalani tarihçi Şentüfiden bahsederken o yalan
yanlış haberleri kitabına toplayıp rivayet etti. Okuyucular ve halk onun bu
akılalmaz hikâyeleri yüzünden ona söverlerdi. Demektedir[26].Dolayısıyla
Adiy İbni Müsafir Hakkâri asıllı olup Kürt Hekimi aşiretindendir. Emevilerle bir
ilgisi yoktur.   

2. İddia. Adi bin Müsafirin
İnancı 


          Büyük tarihçi ibni Xallikan
(1211–1282) Adi bin Müsafir’in hayatını yazdığı eserinde uzunca anlatır ve
derki:

        ‘’Şeyh Adiy İbni Müsafir ibni İsmail İbni Musa
ibni Mervan İbni Hasan ibni Mervan El Hakkâri Salih (muhterem dindar) bir
insandı. Kendisine tabi olduğu kabul edilen bir gurup vardı ki adına Adeviye derlerdi.  Kendisine birçok insan tabi oldu. Kendisine
tabi olanlar arasında devrin meşhuru, uleması, şeyhlerinden birçoğu onun gurubu
arasına katıldı. Mesela Şeyh Ükayl’i Münbic’i, Hammad Debbas, Ebu Necib Ebul
Kasım El Sehreverdi, Abdulkadir El Geylani Ebul Vefa gibi. Adiy Bin Müsafir daha
sonra Musul dan ayrılarak Hakkari dağlarına 
yerleşti. Orada kendisine bir Zaviye yaptı. Hakkâri halkının tümü ona
gelip tabi oldu. Doğduğu köyün ismi Beytul Far idi. Baalbek şehrine bağlıydı.
Doğduğu evi hala ziyaret edilir. 555 hicri (miladi 1160) yılında vefat ettiği
söylenir. Ölünce cesedini Hakkâri de zaviyesine defnettiler.(Lalaş)   Allah Rahmet eylesin. Kabrinin yanında
birçok mezar daha vardır. Torunları ve tabiileridir. El Mustevfi Tarihi Erbil isimli eserinde onun
Erbil’e gediğini söyler. O dönem Erbil valisi Muzafferuddin idi. Vali dedi ki:
Ben onu gördüm. O zamanlar küçük bir çocuktum. Esmer renkli biri idi. Birçok
meşayih ondan ve sözlerinden bahsederdi. 90 yıl yaşadı. Allah rahmet
eylesin’’  [27] 

         Tarihçi Hayreddin Zirikli Adi İbni
Müsafir’in doğum tarihini 1074, ölüm tarihini ise 1162 olarak kaydeder. [28] 


       İsmail El Nehbani Adi İbni
Müsafirden bahsederken derki:[29]
‘’Bana Sirac dedi ki: Şeyh Ebu İsrail Yakub Bin Abdulkadir İbni
Ahmed El Hümeydi, El Erbil’i bana şöyle dedi. Bir defasında Adi İbni Müsafire
uğradım. Abadan’a gidecektim. Bana dedi ki sen yolda Vahşi hayvan gibi bir
şeyden korktuğun zaman ona deki:
Adiy bin Müsafir dedi ki Gitsin, git beni terk et. Hakikaten ben yolda
rastladığım yırtıcı hayvanlara böyle deyince hayvanlar beni terk etti. Sonra ben
denizin dalgalarına ey dalgalar Adiy bin Müsafir dedi ki dursunlar sakin
olsunlar. Dedim. Hakikaten durdular. Hatta vahşi hayvanlardan hangisine böyle
deyince başlarını eğip gidiyorlardı.
  

        Görüldüğü gibi Bu zat İslami
Kurallara bağlı, dindar Şafii ekölüne bağlı keramet sahibi bir şahsiyettir.  Günümüz yezidi inancı ile bir ilgisi yoktur.
Bunun akisini söyleyecek bir bilgi belge ve vesika da mevcut değildir.

KAYNAK;AŞİRETLER.

 

 




0 Yorum - Yorum Yaz
.

H.Abdurrahman KEDALİ
(Bilgi, Sayfası)
DÜŞÜNDÜREN MİZAH KÖŞESİ
ŞAİR VE YAZARLAR KÖŞESİ




Site Haritası
FIKRA KÖŞESİ