1934 yılında Azerbaycan’ın Erezegin köyünde bir kız çocuğu dünyaya gözlerini açtı. Kaderi sürgün ile yazılmış bir halkın çocuğu olarak, doğumundan üç yıl sonra sürgünde Ermenistan’ın Hamzali köyünde yaşamaya başladı. O dönemlerde her Kürt kızı gibi okul okuyamadı. Çocukluğunu yaşamadan oynaması gereken bir dönemde on dört yaşında evlendirildi. Bu çocuk uzun kış geceleri denbejlerin her söylediğini zihnine kazdı. Zihnine kazdığı stranları, kılamları yüreğine işledi. Zihnine kazıyarak yüreğine işlediklerini bir köşeye çekilerek söylemeye çalışıyordu.Ondaki kulak bir stranı melodisiyle bir kez dinlemesi yeterliydi. Zihnine kazılan starn melodisi ile onun sesinde başka bir melodiye, strana dönüşürdü. Kadın meclislerinde, düğünlerde toplanan kadınlara stranlarını, klamlarını yayla şenliklerinde, halılar dokunurken, ev işlerini yaparken söyledi. Bu küçük çocuk bütün Kürtleri sesine hayran bırakan Fatma İsa’ydı.
O dönemlerde Kürtler için derin bir anlam taşıyan, tarihi bir öneme sahip olan Erivan Radyosu, radyoya kadın ses sanatçısı aramaktadır. Köyleri dolaşan sanatçılar Fatma İsa ile karşılaşırlar. Dinlemeye başladıklarında kendilerinden geçerler, kendi seslerinin güzelliğinden şüphe duymaya başlarlar. Bu ses tanrının vergisidir. Eğitimle, çalışmayla ulaşılacak bir sesin güzelliği değildir. Nasıl olurda insanı zor etkileyen bir kadın sesi bu kadar etkileyici olabilir. Ailesini ikna edilerek Erivan Radyosuna götürülür. O ses ‘De Mıho’ kılamını okur. Bu kılam artık Radyonun açılış müziği olur. Bir kaç stran daha söyler. Kısa bir süre içinde radyoda Fatma İsa en çok istek istenen sanatçı olur. Radyoda Fatma İsa’nın stran söylemesi çok kısa sürer. İsa’nın kızı Fatma’nın yeri evidir, erkeğinin yanıdır. Ne işi var meclislerde radyo programlarında kadının diye düşünülür. Artık sesi, yeteneği eve hapsedilmiştir. O, ailesine, eşine aittir. Anadır, o. Namusuna sahip çıkılacak kadındır. Aşiretinin, ailesinin, erkeğinin onuru için yaşayacaktır. Sesinin evin dışında duyulması, ayıptır, günahtır, suçtur. İsmi; aşiretinin, babasının, erkeğinin ismiyle anılması gereken bir toplumun üyesi olarak yaşama tutunmaya çalışmak, yazgısına razı olarak yaşamaya devam etmiştir.
Fatma İsa stranlarıyla, kılamlarıyla, sevgiyi, hasreti anlatmaya çalıştı. Sürgünlerde can verenleri, aşkına karşılık bulmayan gençleri, ölümün, yoksulluğun, kıtlığın içinde bulunduğu toplumun kaderi haline gelen durumları konu alan stranlarıyla sesiyle çığlığa havara dönüştürdü. Toprağın hikayesini, arının, böceğin, kurdun, kuşun, ineğin, köpeğin yaşamını konu alan stranlarıyla dinleyicilerini govende davet etti.
Rahmi Yağmur Fatma İsa’nın ölümü üzerine yazdığı yazıda :‘Sadece Radyoda bir kez söylemişti. Bir kez söyledi, bütün Kürt coğrafyasında sesi bir ömür boyu dinlendi. Bir kez söylemesi de şanstı.’ Daha sonraki yıllarda Erivan Radyosu çalışanlarının bütün ısrarına rağmen, gerekse yakınlarının ısrarına rağmen bir daha radyoda söylemedi. Bu ısrarlara karşın: ‘ Bir grup kadın içinde ya da yaylalarda telli duvaklı bir gelinin yanında söylemek daha çok hoşuma gidiyor. Radyoda söylememek beni utandırır, sıkılırım.’
Ermenistan'da Erivan radyosundan seslendirdiği Kürtçe klamlarla tanınan Dengbêj Fatma İsa, sürgünde yaşadığı Moskova'nın Krasnodar bölgesinde 15.01.2010 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Konservatuarlardan eğitim almadan sesine yoksulluğun, çaresizliğin, sürgünün, göçün sesini kattı. Sahnelerden uzak mütevazı bir yaşam sürerek stranlarını ailesine, komşularına, köylülerine meclislerde el verdiği kadar söyledi. Özel gecelerde, salonlarda konserlere çıkmadan bir kez söyleyerek bir asır kendini Kürtlere dinlettirdi.
Çocukken, dedemlerle bizi dış dünyaya bağlayan Erivan Radyo’sunda ‘De Mıho’ stranı ile tanıdım Fatma İsa’yı. Onun dinlerken her zaman içim kanadı. Vicdanım sızladı. Kendi acılarımla yüzleşerek, başkalarının acılarına bakmanın kendi acıma bakmak olduğunu anladım. Kimliksizliğim, yoksunluğum, çocukluğum; onun stranlarıyla kişisel tarihim gözlerimin önüne serildi. Gösterişten uzak, gözlerden ırak, gönüllerle, yüreklere, ruhlara seslenen Fatma İsa unutulmayacak bir sanatçıydı. Nur içinde yatsın
Kaynak: Kısmen, goleden.gen.tr