ZEMBİL FIROŞ
Mezarı, Zaxo ile Dohuk yolu üzerinde bulunan ve Batufa nahiyesine 5 kilometre uzaklıkta olan Sirgut köyündedir. Güney Gülistan yöresindeki mezarlığın kuzey doğusunda bölgenin en meşhur tarihi yerlerinden birisi olan Qela Şabanî (Şabanın Kalesi) bölgesinde yaşayan yöre halkı, Zembilfroş destanının burada yaşandığını iddia ediyorlar. Bu destan tarihin ve mitolojinin bütün tutkulu aşk destanlarından farklı bir efsane yaratmıştır. Bilinen sevda destanlarından çok farklı olup, kişiliğin nefsine karşı kazandığı büyük bir kahramanlık örneğidir, İnancı ve idealleri uğruna ölmeyi göze alan bu büyük destanın öyküsüdür. Ve aynı zamanda karşılıksız bir aşkın ve karşılık veremeyenin trajik destanıdır Zembil Froşun hikayesi..
Güney Gulîstanlılara göre Zembilfroş efsanesi, Batufa yöresindeki Sabani Kalesi'nde hüküm sürmüş Behdinan Sultanı zamanında geçtmiştir, buna karşılık Diyarbakırlılar ise olayın Mervani Kürt devleti döneminde Ferqin yöresinde geçtiğini savunuyorlar. Zembil Froşun hikayesininnerede geçtiği tartışıla dursun biz hikayesine dönelim.
Anlatılanlara göre, çok zengin bir beyin oğluymuş Zembilfroş. Yakışıklıymış. Doğal olarak avlanmayı ve eğlenmeyi severmiş her bey çocuğu gibi.Ta ki günün birinde bir mezarlıktan geçerken, ruh dünyasında yaşadığı olağanüstü değişime kadar... İşte o mezarlıktan geçerken, yaşamı ve ölümü düşünür, kıyaslar... Sadece soyut bir kıyaslama değildir fakat bu: Mala, mülke, zevke, sefaya sahip olmakla, bunlardan yoksun olmanın getirdiği iki farklı yaşam, bu iki farklı yaşamın sonucunda ortak tek bir kader: Yani ölüm!.. Varlığa sahiptir Zembilfroş. Peki nasıl biri olarak ölecektir? Varlıklı,boş biri olarak mı, yoksa belli ideallerin peşinden koşan, onurlu, halkının içinde, halkın gerçekliğini kavramış biri olarak mı? O, ikinciyi tercih eder,yani ideallerinin peşinden gitmeyi... İşte o andan itibaren artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Eşi ve çocuklarını alarak uzaklaşır saltanatın nimetlerinden. Köy-köy, şehir-şehir dolaşarak zembil (sepet) satmaya, böylece hayatını kazanmaya başlar. Zembil sattığı için de ismi 'Zembilfroşolarak kalacaktır.
Derken günün birinde, şehirde zembil satarken sultanın karısı görür Zembilfroş'u ve ona aşık olur. Zembil alma bahanesiyle saraya davet eder ve dizelere dökerek ona aşkını açıklar.
Zembilfroş zembila tine
Dikan bi dikan digerine
Hiş le xatunê namine
Serî le zeman digerine
Gazi dike ku bibine
Were ser doşeka mire
Le te helal, herama mire
Bidime te zulfi herire
Çavê min e xezalan e
Singamin wek zozana ne
Bejna min wek rihan e
Ciqa beji hejane...'
(Zembilfroş zembil getirir
Dükkanları dolaştırır
Hatun'un aklı başından gider
Başında zamanı dolaştırır.
Çağırır onu, der: Beni gör ve gel
Gel Mir'in döşeğine otur
Mir'e haram olan sana helaldir
Zulfi heriri vereyim sana
Ben Ceylan Gözlüyüm
Göğsüm yaylaya benzer
Reyhan gibi uzundur boyum
Ne dersen kabulümdür)
Zembilfroş'un Xatun'a verdiği cevap:
'Xatûnê ez tobedarim
Delalê ez tobedarim
Zarok birçîne li malin
Ji rebbe jorî nikarim
('Hatun ben tövbekar biriyim
Güzel ben tövbekar biriyim
çocuklarım evde ve açtır
Yukarıdaki tanrının hatırına, yapamam
Fakat Zembilfroş söz vermiştir fakat kendine... Tövbe etmiştir. Artık hiçbir şey onu inançlarından ve ideallerinden yıldırmayacaktır. Zevk ve sefaya yenilmeyecektir; sebebi aşk da olsa... Onu inançlarından ve ideallerinden uzaklaştırabilecek her türlü anlayışa güçlü birkişilikle karşı koyacak, dik duruşuyla reddedecektir. Çünkü o, dünya nimetlerinden vazgeçmiş bir derviştir artık. Evlidir ayrıca, eşi ve çocukları vardır.Bu yüzden Xatun'a orada ret cevabı verir.
Başka bir rivayete göre ise,Zembilfroş, Xatun'un ilanı aşkını reddeder böylece. Xatun kabul etmez elbette. Xatun'un Zembilfroş'u orada tutuklattığını ve zindana hapsederek zincire vurduğunu anlatıyor. Buna göre Xatun, Zembilfroş'a olan aşkından vazgeçmez. Ona verdiği saltanatı ne zaman kabul ederseo zaman serbest bırakılacağını ve özgürlüğüne kavuşacağı anlatılır..
Fakat Zembilfroş, yaşam ilkeleri doğrultusunda direnecektir. Derken günün birinde, ibadet etme bahanesiyle zincirlerini söktürür ve ibadet sırasında saraydan kaçmayı dener. Ancak kaçacak yer bulamaz ve teslim olması istenir. Buna karşı çıkan Zembilfıroş, sarayın yani Şaban Kalesinin burçlarından aşağıya atar kendini ve inançları, idealleri ölmeyi seçer ve O kaleden atlayan Zembilfroş'u melekler getirip Güney Gülistana defnetiği rivayet edilir.
Bu destan yaşlıların dilinde, dini inançların, nefse hakimiyetin ve iradenin destanıdır. Zembilfroş destanı, daha genç kuşaklarda büyük aşkın, vebüyük ilkeler uğruna ölümü tercih etmenin efsanevi sembolüdür., Kürtlerin tamanı Zembil froşlarının çoğalması gerektiğini düşünürler ki bizde öyle düşünüyoruz.
Derleme:Tezekend.......
Kısmen bydigi.com'dan yararlanılmıştır